Saturday, January 16, 2010

(GugukluhayaT) TÜRKİYE BU YANGINI SÖNDÜREBİLECEK MİDİR?/www.soruyusormak.com

Yargıtay Başkanı,
- Ateş bacayı sardı, diyor... Yangın büyüyor!..
Devletimizin "yargı" erkinde çıkan yangın, bacayı sarıp, yapının
tümünü kuşattı, diyor...
Bu söz, ciddiye alınması gereken bir tespittir
Yargıtay, hep bildiğimiz gibi, "yargı" erkinin en üstündeki bir kurum...
Ülke içindeki tüm mahkemelerin kararlarını irdeleyip, yanlışlarını
düzelten, en ehil, en bilgili, en üst merci...
İşte yangından söz eden bu merciin de en üst kişisidir.
Yangının bacayı sardığından yakınan bu merciin başkanıdır.
Hasmı ile girdiği hukuk mücadelesini kaybettiği için tepki gösteren
sıradan bir yurttaşın dar açısından yapılan bir değerlendirme değildir
bu...
Kişisel çıkardan azade, kazanıp kaybetmenin dışında yer alan objektif
bir "hakem"in, hukukun en üst makamında oturan önemli bir adalet
insanının uyarı yüklü bir tespittir karşımızda duran...
Bir an için belleklerimizi gözden geçiriyoruz... Ve iki yıl öncesine
gidiyoruz
Bugünkü yangını çıkartan küçük, ama önemli kıvılcımların üzerine
tutuyoruz projektörlerimizi..
Ne görüyoruz?..
Milli Güvenlik Kurulu'nun (sivil) başkanlığı koltuğunda oturan bir zat-
ı muhterem, Amerika'da çok önemli ve çok değerli ve çok verimli
geçtiğini söylediği resmi temasları sonrasında düzenlediği basın
toplantısında şöyle konuşuyor:
- Türkiye'de hâkim ve savcıların eğitilmesi gerekiyor...
Ve devam ediyor "sivil" başkan:
- İran operasyonu yaklaşırken, Türkiye'deki ABD karşıtları
susturulacaktır.
İşin en önemli yanı, bu sözlerin sahibi olan kişinin, "Milli"
güvenliğimizden sorumlu kurulumuzun başkanı olması...
Peki, ekselanslarının bu açıklamaları yaptığı yer neresi?..
- Amerika!
Yani, tüm dünyada milli nitelikteki direnişlerin baş belası, saldırgan
bir emperyalist Devlet...
Gelin, bir de bu açıdan bakın ülke gerçeklerimize...
İstiklal (Bağımsızlık) Savaşımız sırasında da İstanbul hükümeti ve
Padişah, İngiliz'den yana olmayı ve Yunan Ordusu'nun Anadolu'yu
işgalini meşru sayıp... Kuvayı Milliyecileri susturmaya çalışmıyor
muydu?..
Çalışıyordu...
Peki şimdilerde neler oluyor bu güzelim ülkede?.. İşte malum medyanın
yürüttüğü "a-simetrik" psikolojik savaş doğrultusunda olup/bitenlerin
düğümü bu sorunun yanıtı içinde gizlidir.
Bu sözler edildiğinde yüksek yargı organlarımızdan belirli bir
tepkiler gelmiş... Ama, Devlet'in yönetiminden sorumlu kişilerin
ağızlarını yine bıçak açmamıştı...
İşte o günlerde kıvılcımlanan ateş, bugün bacayı saran bir yangın
haline dönüşmüş bulunmaktadır.
Ve görünen odur ki, "Milli" Güvenlik Kurulu'nun [sivil] Başkanı'nın
görüşleri doğrultusunda ülkemizde bazı hakim ve savcılar eğitime tabi
tutulmuş ve ön-görüldüğü biçimde birer-ikişer şekillendirilmiş
bulunmaktadır.
İşte bacayı saran yangının bir parçası budur.
Türkiye'nin önemli bir Anayasal kurumu olan, Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu'nun gündeminin içeriğini oluşturan temel sorun da yine
budur...
Türkiye bu yangını söndürebilecek midir?
İşte günümüzün gündeminin en yakıcı sorusu da bu aynı sorunla
ilgilidir.

0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home


Real Estate