(GugukluhayaT) 8-Başbuğ tarihteki o davayı örnek gösterdi
- Başbuğ tarihteki o davayı örnek gösterdi
- Başbuğ, yazısında gelişmeleri şöyle aktardı:
- "Savunma hakkı ya vardır ya da yoktur"
- Benzerlikler
- "- Soruşturma safhası gizlidir.
- - İstinaf Cinayet Mahkemesi de özel bir mahkemedir.
- - İstinaf Cinayet Mahkemesi için bir çadır kurulmuş, dinleyiciler duruşmalara biletle girmişlerdir.
- - Midhat Paşa'ya sanıkların sorgusu esnasında, sanıklara soru sormasına izin verilmemişti.
- Midhat Paşa, ısrarla Abdülaziz'in annesinin tanık olarak dinlenilmesini istemiş ancak bu talebi kabul edilmemiştir.
Başbuğ tarihteki o davayı örnek gösterdi"Ergenekon" Davası'nın tutuklu sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 132 yıl önce yaşanan Midhat Paşa Davası ile bugünün özel yetkili mahkemelerinde görülen davalar arasında benzerlikler olduğunu savunarak, "İbretlik 132 sene önce yaşanan Midhat Paşa davası gibi siyasi davalardan gerekli dersler çıkartılabilseydi, bugün de aynı durumlarla karşı karşıya gelinir miydi? Elbette hayır!" ifadelerini kullandı. Başbuğ'un kaleme aldığı "İbretlik Midhat Paşa Davası ve Bugün" başlıklı yazı, "www.ilkerbasbug.com.tr" adlı internet sitesinde yayımlandı. Babıali'de 1840'ta memuriyete başlayan, Padişah Abdülaziz tarafından beklenmedik şekilde sadrazamlık makamına getirilen Mithad Paşa'nın bu görevinin, "düşüncelerini açıklamakta temkinli davranmadığı" için 3 ay sürebildiğini anlatan Başbuğ, sonraki yallarda Mithad Paşa, Sadrazam Rüştü Paşa, Harbiye Nazırı Hüseyin Avni Paşa'nın Şeyhülislamın verdiği fetva üzerine Padişah Abdülaziz'i tahttan indirip V.Murad'ı getirdiğini, daha sonra da V.Murad'ın yerine II.Abdülhamid'in padişah olduğunu hatırlattı. Bu olayda birinci derecede rol oynayan Mithad Paşa'nın sadrazam olduğunu aktaran Başbuğ, sonraki yıllarda II.Abdülhamid'in, Padişah Abdülaziz'in öldürüldüğü iddialarını incelemek üzere soruşturma açtırdığını, bazı kimselerin de tutuklandığını, Midhat Paşa'ya yurt dışına çıkmasının tavsiye edildiğini kaydetti. Başbuğ, yazısında gelişmeleri şöyle aktardı: "II.Abdülhamid'in padişahlığa getirilmesinde başrol oynayan Paşa, Padişah'ın kendisine bir kötülük yapabileceğini düşünemiyordu. Yargılamanın Yıldız Sarayı'nda Malta Karakolhanesi yakınında kurulan çadırda İstinaf Cinayet Mahkemesi'nde yapıldığını belirten Başbuğ, duruşmalarda, diğer sanıkların Abdülaziz'i öldürdüklerini kabul ettiklerini, ezberletilmiş gibi olayı iddianamede yazıldığı şekilde aynen tekrarladıklarını aktardı. "Savunma hakkı ya vardır ya da yoktur" Başbuğ, Abdülaziz'in intihar ettiğinin hukuken sabit olduğunu anlatan Mithad Paşa'nın, olayın şahitlerinin dinlenilmesini istediğini belirterek, gelişmeleri şöyle anlattı: "Midhat Paşa'nın diğer sanıklara soru sorma talepleri de kabul edilmedi. Bu iddianamenin sadece başındaki besmele ile sonundaki tarih doğrudur. Neden? Sultan Aziz'in vefatını, merhumun annesinden sormuyorsunuz? Şahit dinlememek, delil ve belgeleri incelememek, bilirkişilere itibar etmemek, kanunları ayak altına aldıktan sonra mahkemeye ne lüzum var? Tanzimattan önceki duruma geri döndüğümüzü gördüğüm için çok üzgünüm. Mahkemenin Midhat Paşa'yı oy çokluğuyla idama mahkum ettiğini bildiren Başbuğ, yabancı devletlerin baskıları sonucunda, Abdülhamid'in cezanın aynen uygulanmasına cesaret edemediğini, bunun üzerine Midhat Paşa'nin, Taif'e sürüldüğünü ve 7 Mayıs 1884'te Abdülhamid'in gizli emriyle orada boğdurulduğunu kaydetti. Benzerlikler Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, yazısında, 132 yıl önce yaşanan Midhat Paşa Davası ile bugünün özel yetkili mahkemelerinde görülen davalar arasında benzerlikler olduğunu savunarak, bunları şöyle sıraladı: "- Soruşturma safhası gizlidir. Ancak bu safhada medyaya yapılan servislerle kişileri itham eden yazılar yazılmıştır. - İstinaf Cinayet Mahkemesi de özel bir mahkemedir. Normal mahkemeler varken, Midhat Paşa bu mahkemede yargılanmıştır. - İstinaf Cinayet Mahkemesi için bir çadır kurulmuş, dinleyiciler duruşmalara biletle girmişlerdir. Saray, nedeni anlaşılmaz bir şekilde, bu mahkemenin sadece içeriğini değil, görüntüsünü de adeta bir çadır tiyatrosuna çevirmiştir. - Midhat Paşa'ya sanıkların sorgusu esnasında, sanıklara soru sormasına izin verilmemişti. Aynı durum sık sık özel yetkili mahkemelerde de yaşanmıştır. Midhat Paşa, ısrarla Abdülaziz'in annesinin tanık olarak dinlenilmesini istemiş ancak bu talebi kabul edilmemiştir. Benzer durum bugünlerde de aynen yaşanmış, davanın sonucu açısından hayati öneme haiz tanıkların dinlenilmesinden, mahkemeler özenle kaçınmışlardır. |
^^^^^ - vvvvv
zaryop:jaro
Attila
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
0 Comments:
Post a Comment
Subscribe to Post Comments [Atom]
<< Home