(GugukluhayaT) DERLEMELER......GK78
|
“Akşam saatlerinden itibaren inanılmaz acıkıyorum. Kendimi tanıyamıyorum, sabah hep pişmanlıkla uyanıyorum” diyorsanız yalnız değilsiniz. Bunun temelinde yatan faktörler ve çözüm önerilerini sıralayalım.
GECE ACIKMANIZIN SEBEPLERi
“Akşam saatlerinden itibaren inanılmaz acıkıyorum. Kendimi tanıyamıyorum, sabah hep pişmanlıkla uyanıyorum” diyorsanız yalnız değilsiniz. Bunun temelinde yatan faktörler ve çözüm önerilerini sıralayalım
Takip ettiğim danışanlarım içinde “Sanki iki farklı insan gibiyim. Gün içinde hiç acıkmıyorum, her şey akşam başlıyor” diyen çok fazla kişi oldu. Eğer siz de benzer şikayetlerden muzdaripseniz, belki aşağıdaki ipuçları bu sorununuzdan kurtulmakta faydalı olabilir.
Kalorileri dağıtamıyor olabilirsiniz
“Sabah aç hissetmiyorum, bu yüzden kahvaltı etmiyorum, böylece saat 14.00-15.00’e kadar kalori almadan kendimi tutuyorum ama gece yarısı iştah canavarım uyanıyor” diyenlerdenseniz, yaptığınız hata da çözüm de cümlenizin içinde saklı. Sabah kahvaltısında iştahlı olup gece iştahı köreltmek için öncelikle akşam yemeklerinizin boyutlarını sınırlandırın, birkaç gece atıştırmalıklara direnin, göreceksiniz ki sabah çok aç uyanacaksınız ve gün içinde dengeli seçimler yaptığınızda gece acıkmayacaksınız. Aç olmasanız bile, sabahları küçük de olsa bir şeyler yemeye özen gösterin. Kendinize, çocuklarınıza davrandığınız gibi davranın, onların nasıl öğün atlamalarına, kahvaltı yapmadan evden çıkmalarına izin vermiyorsanız, kendiniz için de aynısını uygulayın.
Reaktif hipoglisemi şikayetiniz olabilir
“Akşam yemeğinden sonra sanki hiç yemek yememişim gibi 1 saat içinde yeniden çok acıkıyorum ve tatlı yemeden duramıyorum. Üstelik yedikçe yiyesim geliyor” diyorsanız mutlaka endokrinoloji ve metabolizma uzmanı bir hekimle görüşmelisiniz. Doymak bilmeyen tatlı ihtiyacı ve kilo verememe şikayetleri genelde bu sonuçla birleşiyor.
Depresyonda olabilirsiniz
Aslında obez bireyler üzerinde yapılan çalışmalarda, bireylerin depresyon sebebiyle yedikleri için mi obez oldukları veya obez olma şikayeti sebebiyle mi depresyona girdikleri tam olarak belirlenemiyor. Ortak görüş, obeziteyle depresyonun sıklıkla bir arada görülmesi. İştah artışı ve kilo alımı depresyonun yaygın belirtilerinden. Ayrıca, depresyon için geliştirilmiş birçok ilacın yan etkisi de kilo almak olabiliyor. Depresyon ve kilo alımı kısır döngü haline geliyor. Sıkkınlık, yalnızlık, izole hissetme ve birçok farklı diğer duygusal sebepten dolayı yemek yediğinizde, kilo alıyorsunuz.
O zaman da daha depresif hissediyorsunuz ve kendi beden imajınızla mutlu olmuyorsunuz. Bu da sizin kendinizi daha rahat hissetmek ve bu olumsuz duygularla baş edebilmek için yemeklere yönelmenize yol açıyor olabilir. Bu durum özellikle birey kendiyle baş başa kaldığında yani aile, iş veya arkadaş ortamından koptuğu gece saatlerinde tıkınırcasına yemek şeklinde kendini gösterebiliyor.
Gece Atıştırmaları testi
Eğer aşağıdakilerden en az üçüne sahipseniz bu konuyu çözmek için bir terapist ve beslenme uzmanıyla görüşmenizde fayda var.
* Kişinin sabah kahvaltısında iştahı çok az ya da hiç yoktur. Sabah kalktıktan sonra saatlerce ilk öğünü erteler. Aç değildir ya da bir gece önce ne kadar çok yediğine üzülüyordur.
* Akşam yemeğinde yediklerinden daha fazlasını sonrasında yer.
* Günlük gıda alımının yarısından fazlasını akşam yemeğinden sonra yer. Gece atıştırmak için yataktan kalkabilir.
* Bu davranış kalıbı en az iki ay boyunca devam eder.
* Kişi yerken, kendisini asabi, kaygılı, üzgün ya da suçlu hissedebilir.
* Gece yarısı atıştırmasının stresle ilişkili olduğu düşünülüyor. Kişinin, özellikle geceleri ruh hali dengesiz olabilir
* Uykuya dalmada veya uyanık kalmada zorlanır. Sık sık uyanır ve atıştırır.
* Çoğunlukla karbonhidratlı besinler tercih eder.
* Gece yarısı atıştırmaları, oldukça kısa aralarla yapılan yiyeceklere saldırma şeklinde olmaktan çok, gece saatleri boyunca devamlı olarak yeme davranışına deniyor.
* Kişi bazen gece yediğinin farkında bile değildir, sabah uyandığında fark eder.........
-----------------------------------------------------------------------------------
1991 'de Avusturya Alpleri'nde buzullar arasında donmuş bir erkek cesedi bulundu. Şaşırtıcı olan cesedin 5.200 yıl önce yaşamış birine ait olması ve bugüne kadar hemen hemen hiç bozulmadan kalabilmesiydi. 'Alp Çobanı' adı verilen bu cesette dikkat çeken bir başka husus da, yüzünde sakal ve bıyık olmamasıydı.
Arkeologlara göre erkekler tarih öncesi devirlerde de tıraş oluyorlardı. Mağara duvarlarındaki bu devirlerden kalma resimler sakal tıraşı için kabukların, köpekbalığı dişlerinin, en çok da keskinleştirilmiş çakmaktaşlarının kullanıldığını göstermektedir. Günümüzde keşfedilen bazı ilkel kabilelerde çakmaktaşının bu amaçla kullanıldığı gerçekten de görülmektedir. Mısır'da açılan mezarlarda eski Mısırlıların M.Ö. 4. yüzyılda sakal kesmek için kullandıkları altın ve bakır aletler bulunmuştur.
Tarih öncesi erkeğinin sakal tıraşı olma nedeni, kesilmezse 150 santimetreye kadar uzayabilecek olan sakalın hareket kabiliyetini hayli kısıtlamasıdır. Ancak sinek kaydı tıraş olma ihtiyacının nedeni bilinmemektedir. Her gün kesilmesi gerekiyorsa erkekler niçin sakallı yaratılmışlardır, o da ayrı bir konu. Erkekler günümüzde olduğu gibi geçmiş zamanlarda da din, toplumsal konum ve moda gibi nedenlerle tıraş oluyorlardı. Örneğin, Roma'da sadece özgür insanlar tıraş olabilirdi.
MS. 14. yüzyılda şimdiki usturanın ilkelleri ortaya çıkmaya başladı, ama erkeklerin acılı ve kanlı tıraş derdi 20. yüzyılın başlarına kadar devam etti. King Camp Gillette (jilet) ABD'de 1901 yılında ilk iki taraflı jileti keşfetti. Ancak Birinci Dünya Savaşı yıllarına kadar 168 jilet ve 51 makine satabilmişti. Savaş başlarında ABD hükümeti ordunun ihtiyacını karşılamak için firmaya 3,5 milyon tıraş makinesi sipariş etti. Böylece tıraş bıçağı bir sektör haline geldi
Kısa bir süre sonra eski bir kılıç üreticisi olan Wilkinson firması da tıraş bıçağı üretimine geçti ve bu ikili günümüze kadar piyasanın devleri olarak geldiler. Günümüzde Gillette dünya pazarının yüzde 66'sini elinde bulundururken, Wilkinson'un payı yüzde 20'dir. Daima sektörün motoru olan Gillette aslında kaşifinin ve firmanın ismi ve bir marka iken ürünün de ismi haline gelmiştir.
1950'li yıllarda ilk elektrikli tıraş makineleri devreye girdi. Aynı yıllarda ise paslanmaz çelik tıraş bıçağı piyasaya çıktı. Günümüz erkeklerinin yaklaşık yüzde 80'i ıslak tıraşı yani tıraş bıçağı kullanmayı tercih ediyor. Dünyada tıraş olan 2 milyar erkek ve her birinin yüzünde ortalama 15 bin kıl varken ve hele hele bu kıllar günde yaklaşık 2 milimetre uzarken, yani bir erkeğin ömrünün ortalama 100 günü tıraş olmakla geçerken, kim bükebilir tıraş bıçağı sektörünün bileğini?
--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups "Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email to gugukluhayat+unsubscribe@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at http://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/groups/opt_out.
0 Comments:
Post a Comment
Subscribe to Post Comments [Atom]
<< Home