(GugukluhayaT) 05-Mine SÖĞÜT - 'Alışkanlıklar da Değişir'
Mine SÖĞÜT - ‘Alışkanlıklar da Değişir’
minesogut@gmail.com
Adnan Menderes’in asıldığı gün doğan çocuk bugün tam elli iki yaşına basıyor.
Deniz Gezmiş asıldığında doğan çocuk artık kırk bir yaşında.
Erdal Eren asıldığında doğan çocuksa otuz üç yaşına basacak birkaç ay sonra.
Üç askeri müdahalenin ardından simgeleşmiş üç idam..
ve aradan geçen bunca zaman...
Darbelere, idamlara, sıkıyönetimlere, taraflı yargılamalara, adaletsiz hukuk sistemine, önce asker, sonra polis devletine, laiklik düşmanlığına ve muhafazakârlaşmaya alışan ve bunu hızla kanıksayan bir ülke...
Bu ülkede yaşayanların otuz yıl öncesine kadar kocaman hayalleri, dev itirazları vardı; ama o idamların ardından doğan çocuklar büyürken o hayaller küçüldü, itirazlar un ufak oldu.
İktidarların gafletiyle kurulan ve üzerleri cesetlerle dolu olan darağaçlarının gölgesi nesiller boyu üzerimize düştü; hayallerin de itirazların da ışığını söndürdü.
O yüzden bugün bu ülkede yetişkinlerin boğazlarında hep bir kaşıntı, sırtlarında ter...
Ayakları yere bir türlü sağlam basamıyor.
Herkesin ömrünü taşıyan sanki hâlâ alçak tahta bir tabure...
Taburenin dibinde, atıldı atılacak bir tekme...
Oysa şu anda Kadıköy ve Beyoğlu sokaklarında, ellerinde silahlarla işgal kuvvetlerinin acımasız askerleri gibi dolaşan öfkeli ve kindar polisler daha yirmili yaşlarının başındalar.
Onların öfkesine hedef olan ve her arbedede sakat kalıp teker teker ölen çocuklarla yaşıtlar.
Ve muhtemelen aynı yoksulluktalar.
Baş başa kalsalar, birlikte hayaller kuracak, şarkılardan, âşık olmaktan, uzaklara gitmekten, gelecek kaygısından konuşacak ve bol bol şakalaşacaklar.
Onlar, kovalayanlar ve kaçanlar daha gençler, ama onları yöneten, korkutan, vur emrini veren iktidar yaşlı.
İnsanlık tarihi kadar yaşlı.
İktidarların birbirinden farklıymış gibi görünmelerine kanmayın.
Hepsi tek bir kökten çıkar ve hükmettiklerinin kanlarıyla beslenirler.
En iyileri bile, halkın geleceğini değil; önce kendi geleceklerini düşünürler.
Hem korkak hem de saldırgan olmaları ve hayatı yasaklarla kuşatmaları bu yüzdendir.
Bu iktidar da, tıpkı öncekiler gibi, işbirliği yapmayanı yok etmeye yeminli.
Zaman belki bir nesli korkuyla eğitti, onu iktidara boyun eğmeye alıştırdı, ama nesillerle birlikte alışkanlıklar da değişir.
Mesela bir grup polis ara sokakta karşılarına çıkan yaşıtlarına plastik mermi dolu silahlarını doğrulturlar.
Yaşıtları kaçmazlar.
Öylece durur ve onların gözlerinin içine bakıp "Yapmayın" derler.
"N’olur yapmayın!"
Onlar da silahlarını indirip, bir an onların gözlerinin içine bakarlar.
"Peki" derler.
Sonra arkalarını döner..
giderler.
İşte o an, bir zamanlar darağacında sallanan tüm ölüler dirilir.
Sadece kendi geleceğini düşünen iktidarlar yıkılır.
Bugüne ve yarına dair yepyeni bir masal anlatılır.
Mevcut ve sert gerçekle zedelenmiş hayatın içinden, kendi gerçeğini yeniden yaratmaya çalışan bir halk iradesinin masalı...
Yannis Ritsos’un bir şiiri vardır: "Alışkanlıklar da değişir" der şiirinde...
İyi ki...
İyi ki alışkanlıklar da değişir.
İyi ki her şey değişir.
a45UyF587661-201307301451-05
^^^^^ - vvvvv
zaryop:jaro
Ave Europa nostra vera PatriaSelam Avrupa! Gercek anavatanimiz! (Pan-Avrupa gorusu mottosu)
Latin Atasozu
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
0 Comments:
Post a Comment
Subscribe to Post Comments [Atom]
<< Home