Wednesday, September 11, 2013

(GugukluhayaT) 05-Mustafa Pamukoğlu-Olimpiyatlar Neden İstanbul'a Verilmedi?

Kına polemiği, başarısızlıkları başkalarına ihale etme taktikleri bir yana.
Gerçekçi olmak lazım, abi iyi teşhis etmiş.
Bize olimpiyat vermezler, vermemeliler, vermeleri akıl dışı.
Neden versinler, müslümanız diye mi?
Tarihte hiçbir müslüman ülkede olimpiyat yapılmadı diye mi?
Abinin saydıklarına ek olarak, evet Gezi Parkı olayları mutlaka bir engel olmuştur.
İyi güzel de Gezi Parkı olaylarını gerçek sebepleri, suçluları kimlerdir, hesabı ona sormak lazım.
Bana göre en büyük sorumluluk hükümetindir.
Ve görüyorum ki, hala daha hükümet kendi sorumluluğunu idrak edememiştir.
Ve daha büyük hatalara, daha büyük çatışmalara doğru ülkeyi sürüklemektedir.

Polislerin gençleri ATATÜRK'ÜN PİÇLERİ diye kovaladığı bir ortam herkesi ciddi şekilde düşünmeye sevk etmesi lazım.
Polisin TOMA aracının su haznesine konsantre biber gazı ekstresi doldurmaktan hiç çekinmemesi,
Polisin hiç çekinmeden sokak çatışmalarında doğrudan göstericilerin kafasına, gövdesine nişan alarak gaz bombası fırlatması,
Polisin yaralılara, tutuklulara, zanlılara kötü muamelesi,
Bunlar hep Gezi Parkı olaylarından iyi dersler çıkarılmadığının, tam tersine yeni ve daha kötü fikirler için destek ve dayanak sayıldığının göstergesidir.
Polis dediğimizde elbette kastettiğimiz hükümettir.

Belli ki, El Kaide, El Nusra militanları, sempatizanları, yerli mürteciler yasal yollardan, kılıfına uygun şekilde polis üniforması altına alınmıştır.
Cemaatin ülkeye ne zararı vardır diye soranların cevabı budur.
Cemaat ülkede her türlü mezhep ayrımcılığının en büyük müsebbibidir.

Ve ben işte bu yüzden bir kez daha diyorum ki,
Eğer devletin bütün kurumlarında ve katlarında cemaate biat etmiş memurlar ayıklanmazsa, bu ülke asla huzur, birlik, beraberlik yüzü göremeyecektir.
Gidişat Sünni/Nurcu Şeriat rejiminin kurulması yönündedir.
Hükümet ve Cemaatler, yanına bir de Kürt bölcücüleri dahil ettiğimizde  tam bir yıkım koalisyonu olarak görev yapmaktadır.
Eğer bu memlekette Türk kaldıysa artık izlemeyi bırakmalı, aktif siyasetin içindeki bütün karar mekanizmalarını etkilemelidir.


Saygılar
Oraj POYRAZ
--------------

Mustafa Pamukoğlu-Olimpiyatlar Neden İstanbul’a Verilmedi?

pamukm@superonline.com 

Yaz olimpiyatlarının İstanbul’da yapılmasını talep etmek İstanbul’un bir kültür ve turizm metropolü olması bakımından en doğal bir haktır.
Ancak bu hakkın bize verilmemesinin sebeplerini spor, siyasi, ekonomik açıdan da irdelemek gerekir.
Sadece kısmet değilmiş, demekle olmaz.

Sportif yönünden Türkiye çok gerilerde

1896’da başlayan 2012’de sonuncusu yapılan yaz ve kış olimpiyatlarında Türkiye toplam 87 madalya kazanmıştır.

Rakibimiz Japonya’nın madalya sayısı 435, İspanya’nın ise 133’tür.

ABD 2 bin 653 madalya ile birinciliği işgal ederken Almanya’nın 1143, İngiltere’nin 802, Fransa’nın 765, Rusya ve SSCB’nin 1693, Çin’in 517, İtalya’nın 655’tir.
Birçok ülke Türkiye’den çok fazla madalya kazanmıştır.

Türkiye son yıllarda da çok az madalya kazanmıştır

2000’de 3 altın, 2004’te 3 altın, 2008’de 1 altın kazanırken 2012’de 2 altın madalyaya sahip olmuştur.

Gümüş madalyada 2008’de 3, 2012’de 2 madalya kazanmıştır.

Bronz madalya sayısı 2004’te 1, 2008’de 4, 2012’de 1’dir.

Türkiye’de sporcu sayısı yeterli değildir

Gelişmiş ülkelerde sporcu sayısının nüfusa oranı ortalama yüzde 20-30 civarındadır.

Türkiye’de bu oran yüzde 1 bile değildir.
Olimpiyatların en önemli spor dalı atletizmde toplam 132 bin 631 sporcumuz vardır.
Bunun 86 bin 101’i erkek, 46 bin 530’u kadındır.

Türkiye’de esaslı bir spor politikası yoktur

Yıllardan beri temel bir spor politikası oluşturulmadığı gibi 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’nda kızlarda açık kıyafet yasağı getirilerek spora bakış açısı da ortaya konmuştur.

Federasyonlar demokratik bir yapı içinde örgütlenmemişlerdir.

Futbol, başta medya olmak üzere tüm kesimleri esir almıştır.
Amatör sporlar yeterince desteklenmemektedir.

Yabancı ülkeler sporu yaşam biçimi haline getirmişler ve bunun gerektirdiği altyapı ve politikaları oluşturmuşlardır.

Bizde ortaöğretimde beden eğitimi dersleri eğlencelik derslerdir.

Üşengeç olan milletimizin yürüyüş yapmasını bile teşvik edecek sistemler bulunamamışken sporcu yetiştirme konusunda kamu ve özel kuruluşlar, yerel yönetimler yeterince destek vermemişlerdir.
Son yıllarda büyük grupların ve belediyelerin katkıları ile bir kıpırdama olsa bile temel bir spor stratejimiz yoktur.

Spor ahlakı yüceltilememiştir

Türkiye’de spor ahlak sistemi, sporcu olmanın sorumluluğu, çalışma, kendini adama hususları sağlanamamıştır.

Doping ve şike olayları sporumuzu gölgeleyen ve güven kaybettiren en önemli faktörler olmuştur.

Bir kurumda düşük maaş alan, fırsat buldukça çalışan sporcularla başarı beklenmiştir.

Din spor alanına da sokulmuştur

Son yıllarda dini inançlarla spor stratejisi oluşturulmaya çalışılmış ve kadınlar spordan günah nedeniyle hep uzak tutulmuştur.

Çocuklar ve gençlere spor yerine dilini bilmediği kitaplardan saatlerce din eğitimi yaptırılmaktadır.
Bu çocuklar ve gençler arasında belki dünya çapında yetenekli sporcular çıkabilecektir.
Ama fark edilmeden kaybolup gitmektedirler.

Bütün bunlar yanında ülkemiz riskli durumdadır

Dış borca batmış veya batırılmış bir ülke olarak en kırılgan ekonomik yapıya sahip ülkelerin başında gelmekteyiz.
30 milyar dolar bütçesi olan 2020 Olimpiyatları’nın tesislerinin yapılamaması konusunda diğer ülkelerde kaygının oluştuğunu düşünüyoruz.

İki boğaz köprümüzü de Japonların yaptığını unutmayalım.

Suriye ile savaş isteğimiz, Başbakan’ın sert üslubu ve otokratik yönetim anlayışı IOC’ye üye ülkeleri endişeye sevk etmiştir.
(Bunu New York Times yazdı.)

Sporu yapacak gençlerle siyaset kavgalıdır

Sporcu olacak gençler spor yapacakları zamanları bireysel özgürlük alanlarına müdahale edildiği, doğanın katledildiği, ülkenin parçalanmaya götürüldüğü ve savaşa sürüklendiği gerekçeleriyle tepkilerini koymaya harcamaktadırlar.

Spor için gerekli olan toplumsal barış kaybolmuştur.

Bütün bu ciddi sebepler yanında 16 saat uçak yolculuğuna minnet eden ve kına yakın diyen bir spor bakanı ile Türkiye’ye yakışmayan yetersiz sunumla, tüm ülkelere, Birleşmiş Milletler’e postasını koymuş Başbakan’la, yürümeyen ve çıldırtan trafiği ve 20 milyona yaklaşan nüfusu ile 2020 Olimpiyatları’nın İstanbul’a verilmemesinden daha doğal ne olabilirdi?

Üzüldük…
Ama gerçekçi olalım.
Öncelikle spor stratejimizi oluşturalım.


a45UyF587661-201307301451-05
^^^^^ - vvvvv
 

zaryop:jaro

Eger ararsak kendimize kolayca dusman bulabiliriz, ama ne kadar ararsak dost bulmak kolay degil.

Hz.Ali
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home


Real Estate