Saturday, September 14, 2013

(GugukluhayaT) 05-Selcan Taşçı - Çadır fetişizmi...



Selcan Taşçı - Çadır fetişizmi...

Suriye sınırımızdaki illerden birinden bildiriyor muhabir kardeş...
Kafasını -hani küçük bebekleri güldürmek için "cö" yaparlar ya işte öyle-  bir çadırdan dışarı çıkarmış, komik olan neyse artık beşlik simit gibi sırıta sırıta anlatıyor:

- Olası bir kimyasal saldırıya karşı burada bir çadır kuruldu sayın seyirciler!

- Her türlü önlem alındı; saldırıya uğrayanlar bu çadırda su ve ilaç karışımıyla yıkanacak ve kıyafetleri çıkarılarak önlük giydirilecek!

Kameranın objektifi, beşlik simitten sözde tam teçhizatlı mekanın içine dönüyor:

Ramazan’da kurdukları iftar çadırları daha donanımlı!

***

Haydi halkta korku ve paniğe, karamsarlığa neden olmayayım diye, bütün iyi niyetimle "Ey Hatay, Kilis, Gaziantep ahalisi; rahat rahat uyuyun!
Maazallah eviniz barkınız bombalanırsa en azından başınızı sokacak bir çadırınız var"
  demeye hazırlanıyordum ki yine konuştu beşlik simit:

- Suriyeliler burada tutulacak!

Eee Türkler!

Onlar direk saldırı mahalinden dört kolluyla kabristana mı?

"Her türlü önlem" diye yapa yapa bir derme çatma çadır kurmuşlar o da size/bize değil, kimyasal saldırıya uğradıktan sonra Türkiye’ye kaçacak olan Suriyelilere!

Biyonik çünkü Suriyeliler; 

Birkaç damlası dahi 1 ile 10 dakika arasında kitlesel ölümlere neden olabilecek sarin gazına maruz kalacaklar;

Ve fakat , felç etkisini geçtim hiç adaleleri kasılmadan, uyuşmadan, sendelemeden, görme yetilerini kaybetmeden yollarını bulup, bir de aşıp Türkiye’ye gelecekler;

O göğüs sıkışması, burun akıntısı, nefes kesilmesi, çarpıntı filan da; yıkayacaklar geçecek!

Tam da güney sınırına kurdukları o çadırlar da kurşun, bomba vs.
işlemez bir tür "demir kubbe" ile korunuyor ya, mutlu mesut yaşar artık AKP aklına sığınan Suriyeli din kardeşlerimiz...

***

Truman Show türü bir yanılsatmada olduğumuza inanmak istiyorum bazen!

Yoksa göre bile insan aklıyla böyle de dalga geçiyor olamazlar ya; kesin şaka!

***

Bir de ayranın yok senin içmeye;

Suriye’den kaçacaklar için çadır kuracağına açık tehdit haline getirdiğin Türkiye’nin savunması/korunması için ne yaptın/ne yapıyorsun ondan haber ver önce?

1910’lardan beri savaşlarda "gaz maskesi" diye bir teknoloji kullanıyor insanoğlu; bildin mi?

Gezi olaylarından hatırlarsın belki; Hıh işte -madem eminsin bu kadar Esad’ın kimyasal silahları olduğundan- ondan dağıttın mı halkına?

Koruyucu kremler, özel giysiler ürettin mi;

Sahi üreten değil tüketen bir ekonomi modeliydi değil mi 10 yılda yerleştirdiğin;

Tamam, ithal ettin mi peki?

O da yok!

Sığınağın var mı?

Yok!

Halkı olası bir savaş-iç savaş durumunda nasıl davranması gerektiği konusunda bilinçlendiren ekiplerin geziyorlar mı il il, ilçe ilçe, köy köy; anlatıyorlar mı nasıl korunacaklarını, nerede toplanacaklarını, neler tedarik etmeleri gerektiğini insanlara?

Hiç duymadım!

Ya ilaç?

Hepsini geçtim ordun var mı?

Nerede?

***

Sanırsın savaş değil yayla şenliği kapıdaki; yayık ayranıyla-gözleme ziyafeti verecekmiş Esad bize;

Çadır kuruyor hâlâ...

Medyanın kripto iyileri...

Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından biri, bir gece ansızın "ileri demokrat" biçimde kovuluverdi;

Görebildiğim bir Necati Doğru açık açık "n’oluyor" dedi, "hoooop" çekti, "itiraz" etti!

Oysa biliyorum ki, dünkü köşelerinde , Mustafa Mutlu diye biri de, başına gelenler de hiç olmamış gibi yapanların çoğunun içi yanıyor; cayır cayır hem de...

Ve yine biliyorum ki, kavruluyor olsalar da su bile dökemiyorlar söndürmek için kalemlerini saran, küle döndüren o ateşi!

Maazallah sonra "cesur" diye fişleyiverir biri!

"Korkusuz" diye hedef gösterir;

"Kara adam"lar biter mi!

Yoksa eminim, en sevdiğim, "örnek" dediğim köşe yazarı da kesin iki satır yazardı; Mutlu’yu kovan onun da patronu olmasaydı!

Eminim "doğrucu başı" varsaydığım o gazeteci çatır çatır hesap sorardı; "kovulabilme ihtimali" Demokles’in kılıcı gibi başının üstünde sallanmasaydı!

Bu savaşı kötüler kazanmadı; iyiler var hâlâ cephede bundan eminim de; beş duyunun kapsama alanında olamadıktan sonra...

Tarihe "kripto iyi" olarak geçmek neye yarar ki?

Hangisinin bedelini ödemek daha ağır, daha zordur karar vermenin tam zamanı:

Yazdıklarımızın mı?

Yazmadıklarımızın mı?


a45UyF587661-201307301451-05
^^^^^ - vvvvv
 

zaryop:jaro

Bir ogretmen ebediyete hukmeden insandir.
Tesirlerinin nerede bitecegi asla bilinemez.

Henry adams
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home


Real Estate