Monday, September 16, 2013

(GugukluhayaT) 05-Telekulağa takipsizlik

Bir savcı ki, düşünün suçla ilgili değil.
Suç işlenmiştir, ya da işlenmemiştir demiyor.
Ben mahkemeyi mahkeme etmem deyip kenara çekiliyor.
İddiayı boşta bırakıyor, sorulan soruya cevap vermiyor, boşlukta bırakıyor.

Neresinden bakarsanız, bakın her tarafı dökülen muhakemelere tipik bir örnektir.
Taraftar savcılar, cemaatçi hakimler, iktidarın emrinde olan mahkemeler.

Ve bu tablo içinde ülkede hala daha demokrasi var zanneden, bunu iddia eden okumuş cahiller.
Adalet olmadan demokrasi olmaz.
Bağımsız olmayan şeye de adalet denmez.
Kuvvetler ayrılığı ilkesin bunu temeliydi.
Artık böyle bir ilkeden söz etmek mümkün değil.

Uzun uzun gündem meşgul edildi.
Cüppelilerin idareye müdahalesi dendi, vesayeti dendi.
Hakimler kendi işlerine baksın dendi.
Halkın iradesi mi, yargıçların iradesi mi dendi.
Sonuç budur.

Doğrudan iktidarın ve cemaatin kontrolü altında bir hukuk sistemi.
Kendine ve yandaşlarına hukuk güvencesi sağlayan bir yapı.
Muhaliflere edep vermek için kullanılan çarpık bir yapı.

Kuvvetler ayrılığı Allahın emri değildi, evet.
Ama rejimin temel dayanağıydı.
Bu ülkede artık demokratik, laik, hukuk devleti diye başlayan bir cümle kurmak mümkün değildir.

Sandık olayı ise görüldüğü gibi çok anlam ifade etmiyor.
Çünkü tepeden tabana her türlü adayın ve listenin tesbiti liderlerin iki dudağının arasında.
Küresel sermayenin finanse ettiği adaylar ve partiler görkemli kampanyalar,
karşısında olanlara ise portakal sandığı üzerinde, kıraathane masası üzerinde kampanya imkanı.
Kömür, odun, salça, makarnaya tav olan geniş kitleler.
Hileli seçmen listeleri, duruma göre belde, ilçe, il yapılan yerleşimler.
Kimlik kartı olmayan, göçmenlere oy hakkı gibi garip işler.
Kimselerin güvenmediği bir SEÇSİS tercihi.
Yönlendirilmiş kamuoyu araştırmaları.
Küresel basının tam olarak kontrol ettiği bir ulusal medya.
Bu medyanın halkın tercihlerini kontrol etmesi.
Günümüz Türkiyesi için kurulacak her cümle eksik, yanlıştır.
Belki de herşey, her noktasından bozuktur.

Saygılar
Oraj POYRAZ
--------------

Telekulağa takipsizlik

Toygun ATİLLA / İSTANBUL16 Eylül 2013

Hanefi Avcı, telefonlarının sahte isimlerle mahkeme kararı alınarak dinlendiği iddiasıyla Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Savcının takipsizlik kararını Bakırköy 9.Ağır Ceza Mahkemesi kaldırdı ve dava açılmasını istedi.
Savcı Adnan Çimen "Tarafımızca soruşturma yapılması mahkemeyi muhakeme etme anlamına gelecektir" diyerek takipsizlik kararı verdi.

ESKİ Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın telefonlarının sahte isim ve sahte olaylar üzerinden mahkeme kararı alınarak dinlenmesine ilişkin Bakırköy 9’ncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin sorumlular hakkında dava açılması kararına, savcı onay vermedi.

Devrimci Karargâh davasında 15 yıl hapis cezasına mahkûm olan Odatv davasında da yargılanan Hanefi Avcı, Silivri Cezaevi’nden telekulak izi sürdü ve yasadışı dinlemeyi ortaya çıkardı.
Hanefi Avcı, telefonlarının hukuksuz dinlendiğini iddia ettiği Ali Fuat Yılmazer ile Erol Demirhan hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ancak savcı, takipsizlik kararı verdi.
Avcı bu karara Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz etti.
Avcı’nın itirazını kabul eden Bakırköy 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, takipsizlik kararını kaldırarak, yasadışı dinlemeyi yapan, yaptıran görevliler hakkında dava açılmasına karar verdi.
Mahkeme kararında "Görevli kişiler bunun hukuki sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaktır" denildi.

SAVCI: MAHKEMEYE MÜDAHALE

Dosya, geçen yıl iddianame hazırlanması ve dava açılması için İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen’e gönderildi.
1 yıl sonra Adnan Çimen, Yılmazer ve Demirhan hakkında kovuşturmaya gerek olmadığını belirterek, takipsizlik kararı verdi.
Çimen kararın gerekçesinde Bakırköy 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin ‘Yasadışı telefon dinlemesi yapanların yargılanmasına’ ilişkin kararının kesin olduğunu vurguladı.
Çimen, "Şayet müştekinin iddiaları doğruysa bu hususun Cumhuriyet Başsavcılığımızın yetkilerinden daha geniş yetkilere sahip ilgili mahkeme tarafından tahkik edileceği, tarafımızca soruşturma yapılması mahkemeyi muhakeme etme anlamına gelecektir" dedi.

ŞEN: SKANDAL BİR KARAR

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Hukuk Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Ersan Şen, savcı Adnan Çimen’in kararını ‘skandal’ olarak yorumladı.
Prof.Dr.Şen, hukuk tarihinde böyle bir kararla ilk kez karşılaştığını belirterek, "Savcının yeniden takipsizlik kararı vermesi Ceza Muhakemesi Kanunu’na aykırıdır.
Takipsizlik kararı geçerli değildir, karara gösterilen gerekçeler de doğru değildir.
İddianame düzenlenip davanın açılması gerekir"
diye konuştu.


a45UyF587661-201307301451-05
^^^^^ - vvvvv
 

zaryop:jaro

Aciya kahkaha atabilmek bir sanatsa eger; Ben cok pahali bir tabloyum.

Charles Bukowski Sozleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sozleri
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home


Real Estate