(GugukluhayaT) .EN SİNİR OLDUĞUM SORU-.....&......-Yalvarırım Üzme Beni-VEDAT ÇETİNKAYA-İİİİİİİİİİ.mp3
- Yalvarırım Üzme Beni-VEDAT ÇETİNKAYA-İİİİİİİİİİ.mp3
- EN SİNİR OLDUĞUM SORU
EN SİNİR OLDUĞUM SORU
Herkesin kendi yaşamındaki etkileşimlere, tecrübelere, umdukları ve bulduklarına göre en sinir olduğu sorular, cevaplar, teşhis ve yorumlar mutlaka vardır. Adam evinin önünde tahta parçası kırıyorken yoldan geçen birisi NE YAPIYON KOMŞU diye sorarsa ne dersiniz ? Bence dünyanın en saçma sapan sorusu budur. Adamın ne yaptığı mal gibi ortadayken NE YAPIYON demek manyaklığında ötesinde, körlüğünde ötesinde bir şey. Kör bile orada adamın tahta parçaladığını anlar ve KOLAY GELSİN der.
İkinci en sinir olduğum laf ERKEKLER ÖNDEN GİDİYOR teşhisidir. Bu ne aptalca bir teşhis böyle. Tabiî ki önden gidecek. Ülkemizde kocalar karılarından 5 ile 10 yaş büyüktür çoğunlukla. 5-10 yaş hatta 15 yaş büyük olanın önden rahmetli olacağını bilmek için müneccim olmaya gerek yok ki. Sanat dünyasında 30 yaş kadar yaş aralığı normal görülürken hem de. Takdir-i İlahi bir trafik kazası ya da kanser vakası olur küçük yaşta olan da önden gidebilir. Hepsi de Allah ın takdiridir. Kadınlar arkaya kalır lafı safsatadır. Vakti gelen gider.
Üçüncü en sinir olduğum siyasetçi lafı ÜLKEMİZİN YÜZDE DOKSANDOKUZU MÜSLÜMAN OLAN diye lafa başlarlar ya. Gel de sinir olma. İster Ortadoğu olarak düşünün ister ülkemiz olarak düşünün MÜSLÜMAN ÇOĞUNLUKLU BİR TOPLUM böyle mi olur Allah aşkına. Müslüman olup olmadığımızı tek ayak üzerinde kırk yalan söyleyebilen siyasetçilerden öğreniyorum. Başımıza taş yağacak. Halbuki ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR hadisini, KOMŞUSU AÇ İKEN TOK UYUYAN BİZDEN DEĞİLDİR hadisini, ÖLÜM GELMEDEN HAYATIN, YAŞLILIK GELMEDEN GENÇLİĞİN, FAKİRLİK GELMEDEN ZENGİNLİĞİN, MÜŞKÜLAT GELMEDEN BOŞ VAKTİN, HASTALIK GELMEDEN SAĞLIĞIN KIYMETİNİ BİLİN diyen Rasule ne kadar uyup uymadığımızı bir ölçsek anlarız ne kadar Müslüman olduğumuzu.
Dördüncü en sinir olduğum olgu mürailik. Çağırsalar da düğüne gitmesem, çağırmasalar da küssem fikriyatıyla yaşayan mürailer beni sinir eder. Bunların terazileri hr durum ve şartta bozuktur. Kafa yapıları hep şöyle çalışır. Sağlıklı iseler sakatlara kibirlenir caka satarlar. Sakatlardan uyarı alırsa SAĞLIKLI OLMAMI KISKANIYOR reklamına sığınır. Paralı olsa fukaraya, zor durumda olana caka satar. Fukaradan bir uyarı gelirse BENİ KISKANIYOR reklamını hemen devreye sokar. Gün gelir kendisi tepe taklak gidince de o dosdoğrudur etrafındakiler kuyusunu kazmıştır. Ellerindeki bütün sermayeleri mızıkçılık ve kazıkçılıktır. Mürai gelirler mürai giderler.
Beşinci en sinir olduğum konu, HAYATINI KAYBETTİ lafıdır. Tv kanallarında çoğunlukla trafik kazası haberini verirken KAZA DA VEFAT ETTİ denmez de HAYATINI KAYBETTİ denir. Bu ifade hem çok yanlış hem de cehaletin en bariz göstergesidir. Hayat öyle bir denizdir ki, kaybedilmez. Bu BALIK DENİZİ KAYBETTİ lafı kadar salakçadır. Daha bir çok saçma ifade televizyonda mevcut. ÖLDÜRÜLDÜ yerine ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ gibi. HARCADIKÇA KAZANIN gibi manyakça sloganlar. ÇİRKİN KADIN YOKTUR BAKIMSIZ KADIN VARDIR gibi kuyruklu yalanlar. O yalan olmasaydı kozmetikçiler aç kalırdı, estetik cerrahları en çok kazananlar listesinde olmazdı.
Altıncı en sinir olduğum şey insanların İlahi sistemde torpil ve torpillilik zannının var olmasıdır. Toplum içinde haksızlıklar o kadar çok yaşanır ve yapılır ki, toplumun çoğunluğunda İLAHİ SİSTEMDE DE böyle olduğu zannı büyür gelişir. O yüzden her gece tv haberlerinde izlediği yığınla kötü durumun bir gün kendisinin de kapısını çalabileceğini hiç düşünmez ibret almaz. Kehf suresinde kendisini torpilli zannedenlerin hali bakın şöyle anlatılır.
Kehf suresi
34-) Ve kâne lehu semer* fekale li sahıbihi ve huve yuhaviruhu ene ekseru minke malen ve eazzü nefera;
(Bu adamın) başka geliri/mahsulü de vardı…Bu nedenle arkadaşıyla (misaldeki diğer adamla) tartıştığı bir sırada ona şöyle dedi: “Ben malca senden daha çok ve kişi sayısı olarak da senden daha üstünüm”.
35-) Ve dehale cennetehu ve huve zalimün li nefsih* kale ma ezunnü en tebiyde hazihi ebeda;
Ve böylece nefsine zulmederek cennetine/bağına girdi… Şöyle dedi: “Ebediyyen bunun yok olacağını zannetmiyorum”.
36-) Ve ma ezunnüs saate kaimeten ve lein rudidtü ila Rabbiy le ecidenne hayren minha münkaleba;
“Kiyametin kopacağını (bunun sona ereceğini) da zannetmiyorum… Ama eğer Rabbime döndürülür isem, kesinlikle bundan daha hayırlı bir akibet bulurum”.
37-) Kale lehu sahıbuhu ve huve yuhaviruhu ekeferte Billeziy halekake min türabin sümme min nutfetin sümme sevvake racüla;
Konuştuğu arkadaşı ona dedi ki:” (B sırrınca) küfr (inkar) mı ediyorsun seni (önce) toprak’tan, sonra nutfe (sperm)’den halketip sonrada seni bir adam olarak düzenledi?”.
38-) Lakinne HUvAllahu Rabbiy ve la üşrikü Bi Rabbiy ehada;
“Fakat O Allah Rabbim’dir; binanaleyh (Bi-) Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam”.
25 yıldır engelli bir birey olarak yaşadığım zaman süreci benim hiç de torpilli bir kul olmadığımı defalarca Rabbim bana öğretti. Allah’a şükürler olsun.
08 Aralık 2011 Perşembe
UĞUR ÖZALTIN
------------------------------------------------------------------------------------------------
You received this message because you are subscribed to the Google Groups "Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email to gugukluhayat+unsubscribe@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at http://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/groups/opt_out.
0 Comments:
Post a Comment
Subscribe to Post Comments [Atom]
<< Home