(GugukluhayaT) KADINLAR - KADINCIKLAR:...&....Biraz bekle,.....X
KADINLAR - KADINCIKLAR:
- Pazardan süt alıp yoğurt yapmıyorsan,o marketlerden aldığın
katkısının ne olduğu belli olmayan, yoğurt kılığındaki ürünü
yiyeceksin. Sevgili tembelciğim!
- ''Memelerim sarkacak!'' diye çocuğunu emzirmezsen o çocuk yaşam
savaşına zaten yenik başlayacak,Ajda Pekkan akıllım.
- 'Salça yap' demiyorum ama memleketinde elleri öpülesi kadınlarımızın
yaptığı salçalardan satın almıyorsan,kanserojen içeren katkılı
salçaları hem yiyecek hem de yedireceksin mutfak güzeli(!)
- 'Erişte yap' demiyorum ama en azından marketten makarna alacağına
köy pazarından erişte satın al be kadın(!).Erişte ne mi?Annene
sor,kayınvalidene sor,mahallendeki yaşlı ebe'ye sor. Sorgusuzum
- Pazardan kese yoğurdu alıp,ayran yapmışlığın yok,bir dene daha önce
ayran diye içtiklerinin ne olduğunu gör bari meraksızım,
- Dört tane biberi,üç tane salatalığı hazır sirkeye koyup turşu yapmak
zahmetine katlanmıyorsan önüne konan o hazır ne olduğu belli olmayan
turşuları zıkkımlanacaksın,içinde koruyucu olduğu için miden
ağrıyacak,sen de adamın başını ağrıtacaksın geçimsizim,
- Yaz aylarında 5-10kğ biber alıp kurutup sofralık biber yapmazsan
Avrupa kapılarından dönen alfoksinli kiremit tozlu ve boya katkılı toz
biberleri ziftleneceksin tembel uyuşuğum,
- Yaz günleri pazardan alacağın domates taze fasulye, bamya,
börülce,vb.organik yiyecekleri hazırlayıp dondurucunda kışa
hazırlamazsan,marketten ürünün korunması adına içine ne konduğunu
bilmediğin renkli kutulardaki lastik tadındaki sebzeleri yiyeceksin
hazırcım,
- Limon şeker ve suyu karıştırıp limonata yapmıyorsan kolon kanseri
yaptığı kesinleşen mısır şekeriyle hazırlanan boyalı suları
içeceksin,'Dondurmam Kaymak' filmindeki yurdum dondurmacısı yalan mı
söylüyor?Gıda boyası, şeker su karışımı.. Afiyet olsun beslenme
özürlüm,
- Mahalle kasabından kıyma alıp güzelim türk köftesini yapmazsan
-utanmadan-bir soğan halkasının reklamını yapan,küçük çocukları suni
oyun bahçesinde 'dondurma' diye sattığı kremayla kandıran 'büyük
şeytan' Amerika'nın o aptal yağ deposu hamburgerlerini
yiyeceksin,ondan sonrada 'kilo aldım,damar sertliği
yaşıyorum,halsizim, şekerim yükseldi' diye beyaz önlüklülere
koşacaksın.
Onlarda seni daha değişik zehirlerle(!) tedavi etmeye çalışacaklar.Bu
seferde böbreklerin karaciğerin miden zarar görecek,ondan sonra
da''Bunlar neden benim başıma geliyor?'' diye zırıl zırıl
ağlayacaksın. Düşüncesizim!
- Gerçek balımız yerine salt ucuz diye Çinden gelen bal yedirirsen
çocuğuna o çocuk hem fiziksel hem ruhsal olarak eksik gelişir daha
doğrusu gelişmez,gözleri bile çekik olur yahu. Ucuzcu meraklım!
- 'Bizim zamanımızda' diye başlayan ak elli, bal dilli,nur yüzlü
büyüklerin sözünü kesip ''Geçti sizin zamanınız,şimdi herşeyin hazırı
ve kolayı var dersen!''hazır ve kolayın sana hazırladığı sonuçlara
katlanırsın. Çok bilmişim!
- Sabahları zeytinli peynirli, ballı, yumurtalı, kahvaltı yerine kedi
çanağında süt ile karıştırdığın Amerikan mısır gevreği mama ile
kendini kandırmaya devam edersen hastalık için çok beklemeyeceksin
tembel tenekem,
- Un yumurta şekeri karıştırıp bir kek dökmezsin,çocuğunun eline cips
ve şekerleme verirsin ondan sonra 'bu çocuk obez oldu!' diye doktora
götürürsün. Doktor çocuğuna ne yapacak sanıyorsun? Tıp özürlüm!
- Uykundan feragat edip,okula giden ufacık çocuğuna kahvaltı
yaptırmayıp beslenme çantasına tost yapıp,meyva suyu ya da süt
koymazsan,vicdanını rahatlatmak için verdiğin para ile çocuğun sabahın
erken saatinde o soğuk havada cola ile soğuk sandviç yediğini bilmiyor
musun?Adı 'anne' olan kadıncık!
- Babanın annenin gençliklerinde bir günde yürüdükleri mesafeyi sen
bir ayda yürümüyorsan -utanmadan- deniz kenarında bile arabayla
geziyorsan,
bakkal'a gitmek yerine telefonla sipariş veriyorsan ''Kollestrolüm
var,belim kalınlaştı,gıdığım sarktı,damarlarım elektrik kablosu gibi
sertleşti,karaciğerim yağlandı'' diye ağlamayacaksın.Hareket özürlüm!
- Artık 'altın günlerinizi' bile pastanelerde yapıyorsunuz,pastanenin
bol yağlı, kremalı güzel görüntülü ama doğal olmayan hazır şerbetler
ve ne idiğü belirsiz yağlar kullanılarak hazırlanmış ürünlerini renkli
ve de gazlı sıvılarla birlikte tüketiyorsun, üzerine-günah çıkarmak
için de- çay'ı şekersiz içiyorsun.Kısır bile bu yediklerinden çok daha
doğal ve zararsızdır. Sosyete özentilim!
- ''Tembel Avrat'' reyonundan ayıklanmış yıkanmış sebze almanı kabul
ettim de,kuru soğanın küp şeklinde doğranmış ve dondurucu da
korunanını satın almanı nasıl anlayayım be kadın(!)...
- Gösteriş yapacağım diye lüks mekanlarda sevmediğin ve doymadığın
halde en pahalı yemek olan suşi yiyip,eve dönerken etrafını kolaçan
ettikten sonra kaldırımdaki kokoreççiden ya da köfteciden ekmek arası
yiyen, ya da diğer tezgahdaki nohutlu pilava saldıran sen değil
misin?Yalancı sosyetem.
-- - Pazardan süt alıp yoğurt yapmıyorsan,o marketlerden aldığın
katkısının ne olduğu belli olmayan, yoğurt kılığındaki ürünü
yiyeceksin. Sevgili tembelciğim!
- ''Memelerim sarkacak!'' diye çocuğunu emzirmezsen o çocuk yaşam
savaşına zaten yenik başlayacak,Ajda Pekkan akıllım.
- 'Salça yap' demiyorum ama memleketinde elleri öpülesi kadınlarımızın
yaptığı salçalardan satın almıyorsan,kanserojen içeren katkılı
salçaları hem yiyecek hem de yedireceksin mutfak güzeli(!)
- 'Erişte yap' demiyorum ama en azından marketten makarna alacağına
köy pazarından erişte satın al be kadın(!).Erişte ne mi?Annene
sor,kayınvalidene sor,mahallendeki yaşlı ebe'ye sor. Sorgusuzum
- Pazardan kese yoğurdu alıp,ayran yapmışlığın yok,bir dene daha önce
ayran diye içtiklerinin ne olduğunu gör bari meraksızım,
- Dört tane biberi,üç tane salatalığı hazır sirkeye koyup turşu yapmak
zahmetine katlanmıyorsan önüne konan o hazır ne olduğu belli olmayan
turşuları zıkkımlanacaksın,içinde koruyucu olduğu için miden
ağrıyacak,sen de adamın başını ağrıtacaksın geçimsizim,
- Yaz aylarında 5-10kğ biber alıp kurutup sofralık biber yapmazsan
Avrupa kapılarından dönen alfoksinli kiremit tozlu ve boya katkılı toz
biberleri ziftleneceksin tembel uyuşuğum,
- Yaz günleri pazardan alacağın domates taze fasulye, bamya,
börülce,vb.organik yiyecekleri hazırlayıp dondurucunda kışa
hazırlamazsan,marketten ürünün korunması adına içine ne konduğunu
bilmediğin renkli kutulardaki lastik tadındaki sebzeleri yiyeceksin
hazırcım,
- Limon şeker ve suyu karıştırıp limonata yapmıyorsan kolon kanseri
yaptığı kesinleşen mısır şekeriyle hazırlanan boyalı suları
içeceksin,'Dondurmam Kaymak' filmindeki yurdum dondurmacısı yalan mı
söylüyor?Gıda boyası, şeker su karışımı.. Afiyet olsun beslenme
özürlüm,
- Mahalle kasabından kıyma alıp güzelim türk köftesini yapmazsan
-utanmadan-bir soğan halkasının reklamını yapan,küçük çocukları suni
oyun bahçesinde 'dondurma' diye sattığı kremayla kandıran 'büyük
şeytan' Amerika'nın o aptal yağ deposu hamburgerlerini
yiyeceksin,ondan sonrada 'kilo aldım,damar sertliği
yaşıyorum,halsizim, şekerim yükseldi' diye beyaz önlüklülere
koşacaksın.
Onlarda seni daha değişik zehirlerle(!) tedavi etmeye çalışacaklar.Bu
seferde böbreklerin karaciğerin miden zarar görecek,ondan sonra
da''Bunlar neden benim başıma geliyor?'' diye zırıl zırıl
ağlayacaksın. Düşüncesizim!
- Gerçek balımız yerine salt ucuz diye Çinden gelen bal yedirirsen
çocuğuna o çocuk hem fiziksel hem ruhsal olarak eksik gelişir daha
doğrusu gelişmez,gözleri bile çekik olur yahu. Ucuzcu meraklım!
- 'Bizim zamanımızda' diye başlayan ak elli, bal dilli,nur yüzlü
büyüklerin sözünü kesip ''Geçti sizin zamanınız,şimdi herşeyin hazırı
ve kolayı var dersen!''hazır ve kolayın sana hazırladığı sonuçlara
katlanırsın. Çok bilmişim!
- Sabahları zeytinli peynirli, ballı, yumurtalı, kahvaltı yerine kedi
çanağında süt ile karıştırdığın Amerikan mısır gevreği mama ile
kendini kandırmaya devam edersen hastalık için çok beklemeyeceksin
tembel tenekem,
- Un yumurta şekeri karıştırıp bir kek dökmezsin,çocuğunun eline cips
ve şekerleme verirsin ondan sonra 'bu çocuk obez oldu!' diye doktora
götürürsün. Doktor çocuğuna ne yapacak sanıyorsun? Tıp özürlüm!
- Uykundan feragat edip,okula giden ufacık çocuğuna kahvaltı
yaptırmayıp beslenme çantasına tost yapıp,meyva suyu ya da süt
koymazsan,vicdanını rahatlatmak için verdiğin para ile çocuğun sabahın
erken saatinde o soğuk havada cola ile soğuk sandviç yediğini bilmiyor
musun?Adı 'anne' olan kadıncık!
- Babanın annenin gençliklerinde bir günde yürüdükleri mesafeyi sen
bir ayda yürümüyorsan -utanmadan- deniz kenarında bile arabayla
geziyorsan,
bakkal'a gitmek yerine telefonla sipariş veriyorsan ''Kollestrolüm
var,belim kalınlaştı,gıdığım sarktı,damarlarım elektrik kablosu gibi
sertleşti,karaciğerim yağlandı'' diye ağlamayacaksın.Hareket özürlüm!
- Artık 'altın günlerinizi' bile pastanelerde yapıyorsunuz,pastanenin
bol yağlı, kremalı güzel görüntülü ama doğal olmayan hazır şerbetler
ve ne idiğü belirsiz yağlar kullanılarak hazırlanmış ürünlerini renkli
ve de gazlı sıvılarla birlikte tüketiyorsun, üzerine-günah çıkarmak
için de- çay'ı şekersiz içiyorsun.Kısır bile bu yediklerinden çok daha
doğal ve zararsızdır. Sosyete özentilim!
- ''Tembel Avrat'' reyonundan ayıklanmış yıkanmış sebze almanı kabul
ettim de,kuru soğanın küp şeklinde doğranmış ve dondurucu da
korunanını satın almanı nasıl anlayayım be kadın(!)...
- Gösteriş yapacağım diye lüks mekanlarda sevmediğin ve doymadığın
halde en pahalı yemek olan suşi yiyip,eve dönerken etrafını kolaçan
ettikten sonra kaldırımdaki kokoreççiden ya da köfteciden ekmek arası
yiyen, ya da diğer tezgahdaki nohutlu pilava saldıran sen değil
misin?Yalancı sosyetem.
***********************************************************************************************************************************************
Biraz bekle,
İki ağacın altında sonsuzlukla konuşuyorum.
Aklıma sığmıyor düşlerin centilmen yenilgileri
Bunun için zamanın ötesinden masallar toplayıp
Düşlerimi sarmaya çalışıyorum…
Karanlık dokunuyor göğün tezgahlarında
Aşılmaz yollar gözyaşlarıyla ıslatıyor geceyi
Yolumdaki umut
Bir avuç ay ışığına yoldaş
Yıldızlarla sevişiyor çılgınca
Işığa sığınak karanlık
Usulca sokuluyor geceye
Ana rahmine düşüyor sevda.
Söyle haydi göğsümdeki şaki
Bozkırlarımın terli şarkılarını
Toprak kokusunu namluya sürüp
Fırlat kelimelerimin gün dönümüne
Binlerce tomurcuk serpilsin erguvanların gölgesine
Sürgün versin aşka yazacağım sözler
Gizli isyanlarım döllensin
Feveran eden tenimde.
Uykularımdan sıyrılan eski bir hüzün
Güze çalıyor şimdi
Ve biliyorum anılarımın telaşlı heyecanları yok artık.
Eskimeye yüz tutmuş masanın üstüne uzanıp
Gökkuşağına uzanmaya çalışan çocuk sesleri de yok artık
Bildiğim tek ezber
Dudak kenarımdaki sessizlik
Dokunulmayan el
Dinmeyen özlem
Ve soluğumu kesen bildik bir gece.
Adı yedi iklim olan sevmek…
Heceler bırakıyorum lal olmuş dilimle
Ellerine bulaşan sevdaya
Parmaklarına sinen
Tütün kokusunu çekiyorum içime
Ülkemdeki en güzel baharı hatırlıyorum
Dağlara düşen güneş yankılandıkça
Susuzluğum geliyor aklıma
Her yudumda
Dudağımdaki şafağı uyandırıyorum
Güneş düşüyor içime…
Biraz bekle,
Gözlerime taktığım mahcup ve duru senle geliyorum
Biraz daha bekle
Sana doğru tenim soğumadan
Binbir hüznün içinden
Sevdamın sevabıyla geliyorum.
Zeynep_Nilgunİki ağacın altında sonsuzlukla konuşuyorum.
Aklıma sığmıyor düşlerin centilmen yenilgileri
Bunun için zamanın ötesinden masallar toplayıp
Düşlerimi sarmaya çalışıyorum…
Karanlık dokunuyor göğün tezgahlarında
Aşılmaz yollar gözyaşlarıyla ıslatıyor geceyi
Yolumdaki umut
Bir avuç ay ışığına yoldaş
Yıldızlarla sevişiyor çılgınca
Işığa sığınak karanlık
Usulca sokuluyor geceye
Ana rahmine düşüyor sevda.
Söyle haydi göğsümdeki şaki
Bozkırlarımın terli şarkılarını
Toprak kokusunu namluya sürüp
Fırlat kelimelerimin gün dönümüne
Binlerce tomurcuk serpilsin erguvanların gölgesine
Sürgün versin aşka yazacağım sözler
Gizli isyanlarım döllensin
Feveran eden tenimde.
Uykularımdan sıyrılan eski bir hüzün
Güze çalıyor şimdi
Ve biliyorum anılarımın telaşlı heyecanları yok artık.
Eskimeye yüz tutmuş masanın üstüne uzanıp
Gökkuşağına uzanmaya çalışan çocuk sesleri de yok artık
Bildiğim tek ezber
Dudak kenarımdaki sessizlik
Dokunulmayan el
Dinmeyen özlem
Ve soluğumu kesen bildik bir gece.
Adı yedi iklim olan sevmek…
Heceler bırakıyorum lal olmuş dilimle
Ellerine bulaşan sevdaya
Parmaklarına sinen
Tütün kokusunu çekiyorum içime
Ülkemdeki en güzel baharı hatırlıyorum
Dağlara düşen güneş yankılandıkça
Susuzluğum geliyor aklıma
Her yudumda
Dudağımdaki şafağı uyandırıyorum
Güneş düşüyor içime…
Biraz bekle,
Gözlerime taktığım mahcup ve duru senle geliyorum
Biraz daha bekle
Sana doğru tenim soğumadan
Binbir hüznün içinden
Sevdamın sevabıyla geliyorum.
****************************************************************
You received this message because you are subscribed to the Google Groups "Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email to gugukluhayat+unsubscribe@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at http://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/groups/opt_out.
0 Comments:
Post a Comment
Subscribe to Post Comments [Atom]
<< Home