Tuesday, October 15, 2013

(GugukluhayaT) KADINLAR - KADINCIKLAR:...&....Biraz bekle,.....X

KADINLAR - KADINCIKLAR:

- Pazardan süt alıp yoğurt yapmıyorsan,o marketlerden aldığın
katkısının ne olduğu belli olmayan, yoğurt kılığındaki ürünü
yiyeceksin. Sevgili tembelciğim!

- ''Memelerim sarkacak!'' diye çocuğunu emzirmezsen o çocuk yaşam

savaşına zaten yenik başlayacak,Ajda Pekkan akıllım.

- 'Salça yap' demiyorum ama memleketinde elleri öpülesi kadınlarımızın

yaptığı salçalardan satın almıyorsan,kanserojen içeren katkılı
salçaları hem yiyecek hem de yedireceksin mutfak güzeli(!)

- 'Erişte yap' demiyorum ama en azından marketten makarna alacağına

köy pazarından erişte satın al be kadın(!).Erişte ne mi?Annene
sor,kayınvalidene sor,mahallendeki yaşlı ebe'ye sor. Sorgusuzum

- Pazardan kese yoğurdu alıp,ayran yapmışlığın yok,bir dene daha önce

ayran diye içtiklerinin ne olduğunu gör bari meraksızım,

- Dört tane biberi,üç tane salatalığı hazır sirkeye koyup turşu yapmak

zahmetine katlanmıyorsan önüne konan o hazır ne olduğu belli olmayan
turşuları zıkkımlanacaksın,içinde koruyucu olduğu için miden
ağrıyacak,sen de adamın başını ağrıtacaksın geçimsizim,

- Yaz aylarında 5-10kğ biber alıp kurutup sofralık biber yapmazsan

Avrupa kapılarından dönen alfoksinli kiremit tozlu ve boya katkılı toz
biberleri ziftleneceksin tembel uyuşuğum,

- Yaz günleri pazardan alacağın domates taze fasulye, bamya,

börülce,vb.organik yiyecekleri hazırlayıp dondurucunda kışa
hazırlamazsan,marketten ürünün korunması adına içine ne konduğunu
bilmediğin renkli kutulardaki lastik tadındaki sebzeleri yiyeceksin
hazırcım,

- Limon şeker ve suyu karıştırıp limonata yapmıyorsan kolon kanseri

yaptığı kesinleşen mısır şekeriyle hazırlanan boyalı suları
içeceksin,'Dondurmam Kaymak' filmindeki yurdum dondurmacısı yalan mı
söylüyor?Gıda boyası, şeker su karışımı.. Afiyet olsun beslenme
özürlüm,


- Mahalle kasabından kıyma alıp güzelim türk köftesini yapmazsan

-utanmadan-bir soğan halkasının reklamını yapan,küçük çocukları suni
oyun bahçesinde 'dondurma' diye sattığı kremayla kandıran 'büyük
şeytan' Amerika'nın o aptal yağ deposu hamburgerlerini
yiyeceksin,ondan sonrada 'kilo aldım,damar sertliği
yaşıyorum,halsizim, şekerim yükseldi' diye beyaz önlüklülere
koşacaksın.
Onlarda seni daha değişik zehirlerle(!) tedavi etmeye çalışacaklar.Bu
seferde böbreklerin karaciğerin miden zarar görecek,ondan sonra
da''Bunlar neden benim başıma geliyor?'' diye zırıl zırıl
ağlayacaksın. Düşüncesizim!

- Gerçek balımız yerine salt ucuz diye Çinden gelen bal yedirirsen

çocuğuna o çocuk hem fiziksel hem ruhsal olarak eksik gelişir daha
doğrusu gelişmez,gözleri bile çekik olur yahu. Ucuzcu meraklım!

- 'Bizim zamanımızda' diye başlayan ak elli, bal dilli,nur yüzlü

büyüklerin sözünü kesip ''Geçti sizin zamanınız,şimdi herşeyin hazırı
ve kolayı var dersen!''hazır ve kolayın sana hazırladığı sonuçlara
katlanırsın. Çok bilmişim!

- Sabahları zeytinli peynirli, ballı, yumurtalı, kahvaltı yerine kedi

çanağında süt ile karıştırdığın Amerikan mısır gevreği mama ile
kendini kandırmaya devam edersen hastalık için çok beklemeyeceksin
tembel tenekem,

- Un yumurta şekeri karıştırıp bir kek dökmezsin,çocuğunun eline cips

ve şekerleme verirsin ondan sonra 'bu çocuk obez oldu!' diye doktora
götürürsün. Doktor çocuğuna ne yapacak sanıyorsun? Tıp özürlüm!

- Uykundan feragat edip,okula giden ufacık çocuğuna kahvaltı

yaptırmayıp beslenme çantasına tost yapıp,meyva suyu ya da süt
koymazsan,vicdanını rahatlatmak için verdiğin para ile çocuğun sabahın
erken saatinde o soğuk havada cola ile soğuk sandviç yediğini bilmiyor
musun?Adı 'anne' olan kadıncık!

- Babanın annenin gençliklerinde bir günde yürüdükleri mesafeyi sen

bir ayda yürümüyorsan -utanmadan- deniz kenarında bile arabayla
geziyorsan,
bakkal'a gitmek yerine telefonla sipariş veriyorsan ''Kollestrolüm
var,belim kalınlaştı,gıdığım sarktı,damarlarım elektrik kablosu gibi
sertleşti,karaciğerim yağlandı'' diye ağlamayacaksın.Hareket özürlüm!

- Artık 'altın günlerinizi' bile pastanelerde yapıyorsunuz,pastanenin

bol yağlı, kremalı güzel görüntülü ama doğal olmayan hazır şerbetler
ve ne idiğü belirsiz yağlar kullanılarak hazırlanmış ürünlerini renkli
ve de gazlı sıvılarla birlikte tüketiyorsun, üzerine-günah çıkarmak
için de- çay'ı şekersiz içiyorsun.Kısır bile bu yediklerinden çok daha
doğal ve zararsızdır. Sosyete özentilim!

- ''Tembel Avrat'' reyonundan ayıklanmış yıkanmış sebze almanı kabul

ettim de,kuru soğanın küp şeklinde doğranmış ve dondurucu da
korunanını satın almanı nasıl anlayayım be kadın(!)...

- Gösteriş yapacağım diye lüks mekanlarda sevmediğin ve doymadığın

halde en pahalı yemek olan suşi yiyip,eve dönerken etrafını kolaçan
ettikten sonra kaldırımdaki kokoreççiden ya da köfteciden ekmek arası
yiyen, ya da diğer tezgahdaki nohutlu pilava saldıran sen değil
misin?Yalancı sosyetem.


***********************************************************************************************************************************************
Biraz bekle, 
İki ağacın altında sonsuzlukla konuşuyorum. 
Aklıma sığmıyor düşlerin centilmen yenilgileri 
Bunun için zamanın ötesinden masallar toplayıp 
Düşlerimi sarmaya çalışıyorum… 

Karanlık dokunuyor göğün tezgahlarında 
Aşılmaz yollar gözyaşlarıyla ıslatıyor geceyi 
Yolumdaki umut 
Bir avuç ay ışığına yoldaş 
Yıldızlarla sevişiyor çılgınca 
Işığa sığınak karanlık 
Usulca sokuluyor geceye 
Ana rahmine düşüyor sevda. 

Söyle haydi göğsümdeki şaki 
Bozkırlarımın terli şarkılarını 
Toprak kokusunu namluya sürüp 
Fırlat kelimelerimin gün dönümüne 
Binlerce tomurcuk serpilsin erguvanların gölgesine 
Sürgün versin aşka yazacağım sözler 
Gizli isyanlarım döllensin 
Feveran eden tenimde. 

Uykularımdan sıyrılan eski bir hüzün 
Güze çalıyor şimdi 
Ve biliyorum anılarımın telaşlı heyecanları yok artık. 
Eskimeye yüz tutmuş masanın üstüne uzanıp 
Gökkuşağına uzanmaya çalışan çocuk sesleri de yok artık 
Bildiğim tek ezber 
Dudak kenarımdaki sessizlik 
Dokunulmayan el 
Dinmeyen özlem 
Ve soluğumu kesen bildik bir gece. 

Adı yedi iklim olan sevmek… 
Heceler bırakıyorum lal olmuş dilimle 
Ellerine bulaşan sevdaya 
Parmaklarına sinen 
Tütün kokusunu çekiyorum içime 
Ülkemdeki en güzel baharı hatırlıyorum 
Dağlara düşen güneş yankılandıkça 
Susuzluğum geliyor aklıma 
Her yudumda 
Dudağımdaki şafağı uyandırıyorum 
Güneş düşüyor içime… 

Biraz bekle, 
Gözlerime taktığım mahcup ve duru senle geliyorum 
Biraz daha bekle 
Sana doğru tenim soğumadan 
Binbir hüznün içinden 
Sevdamın sevabıyla geliyorum.
                                             Zeynep_Nilgun
****************************************************************


--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups "Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email to gugukluhayat+unsubscribe@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at http://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/groups/opt_out.

0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home


Real Estate