Tuesday, December 17, 2013

(GugukluhayaT) 05-'Soykırım' konferansını Erdoğan-Gül himaye etmiş

Bu haberi yayanlar bir yorum olarak, bu adamlar bizim mi demiş.
Bu adamlar bizim değil, bizden değil.

Biz kimiz onu konuşmak lazım.
Türkçe konuşabilen Arap değiliz.
Ya da Türkçe konuşabilen Amerikalı, İngiliz.

Bu noktadan itibaren kendim için söylüyorum.
Biz sadece Türküz, şu Türkü, bu Türkü de değiliz.
Türk asıllı, Türküz.
Konu bu.

Hayır birşey asıllı Türklere de bir sözüm yok.
Yeter ki, Türk olsunlar.
Ne mutlu Türküm diyebilsinler.

Bu laf hava cıva değil, çok derin.
Irk falan yok, bir aidiyet hissini ağzınla söyle demiş, o kadar.
Besmele gibi yani.
Aidiyet hissi de yoksa o zaman ko d.tüne gitsin.
Yapacak birşey yok, ya bölüneceksin, ya çatışacaksın.
Türklüğe, Türk milletine sadık, bağlı, hizmette olsunlar.

Olmazlarsa ne olur?
Türkçe konuşabilen ama Türk olmayan birileri olurlar.
İşine geldiğinde Türklüğün sefasını süren,
iş sorumluluklarını taşımaya geldiğinde yan cizen,
hatta Türkün millet ya da devlet olarak düz giden işine çelme takanlardan olurlar.

Hep kriptolardan bahsediyoruz.
Evet bunlar tam da bu kapsamda yer alan insanlar.

Bazıları Ermeni kriptosu, Kürt görünümlü.
Kriptoların içinde en büyük kesim bunlar.
Kürt ayrılıkçılığı hareketinin içinde yer alan önemli şahsiyetlerin soy kimlikleri uzun uzun yazıldı çizildi.

Bazıları İbrani ülküsüne hizmeti bir tür ibadet sayan Türk Yahudi kriptosu.
Evet, adam Türk, soyu Türk, dili de Türk ama malesef ideali Türk ideali değil.
Adam bildiğin Yahudi milliyetçisi, siyonist.

Türklük adına büyük hayal kırıklığıdır.
En azından benim için.
Ben Yahudi Türkün de Türklüğün ideallerine hizmet etmesini beklerdim.
Tam tersi oluyor, ne yazık ki.
İbrani ideallerine hizmet eden Yahudi Türkler görüyoruz.
Benim kanaatim bakanlar kurulunda birkaç bakan bu şekilde.
Birbiriyle çelişmesi gerekir miydi?
Bence gerekmezdi, ama malesef dünya Yahudiliğini peşinden sürükleyen büyük babalar çelişmesi gerektiğine karar vermiş.
Hem Türk hem de Yahudi olanlar için yaman çelişki.
Aynı zamanda büyük bir ikilik kaynağıdır bu.


Bir üçüncü ve belki de en önemli gurup kripto ise şaşırtıcı şekilde islam etiketli.
Onlar zaten kendi ağızlarıyla millet kavramını inkar ediyor.
Müslüman milleti varmış ve onlar o milletin fertleriymiş.
Müslüman milleti dedikleri, bildiğiniz Araplar, Arap milleti işte.
Tercümesi bu.

Ben her zaman söyledim, islamiyet özellikle de sünni islamiyet Arap milliyetçiliğinin Arapçası olmuştur.
Türkçe konuşabilen Araplar bunlar.
Arapçaya müracaat etmeden, Arap kültürüne dokunmadan, değmeden iki kelime konuşamazlar.
Çok rahat, hiç azap çekmeden Türkü, Arap ideallerine kurban edecekleri kesindir.
Zaten böyle olmaktan gurur duyarlar, utanmazla, vicdan yükü taşımazlar.
Türk Filistin'e, Irak'a, Suriye'ye feda olsun diye düşünürler.
Sonuçta Türk şerefli bir milletin mensubu değildir.
Şerefli olanlar Araptır.

İşte size üç olağan şüpheli kripto gurubu.

  1. Kürt görünümlü Ermeniler,
  2. Türk görünümlü ama Yahudiliği çok daha ağır basanlar.
  3. Müslüman görünümlü Türkçe konuşabilen Araplar.

Günümüz bakanlar kuruluna, sivil toplum önderlerine, göya ulusal sermayeye bir bakın göreceksiniz.
Üçünden birine dahil olacaklar.

Ortak payanda Türk milletine, Türklüğü ihanet içinde olmalarıdır.
Kimse faşizm teranesi yapmasın.
Sorun bunların asılları falan değil, ihanetleridir.

Saygılar
Oraj POYRAZ
--------------


'Soykırım' konferansını Erdoğan-Gül himaye etmiş

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 2005'te yapılan, Ermenilere 'soykırım' yapıldığı tezlerinin savunulduğu konferansın Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'ün desteğiyle gerçekleştiğini söyledi

Yeni Şafak gazetesinden Markar Esayan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Ermenistan ziyaretiyle ilgili ayrıntıları ve izlenimlerini yazdı.
Esayan'ın yazısında, Davutoğlu'nun 2005'te Bilgi Üniversitesi'nde gerçekleşen ve "soykırım" iddialarını dillendiren konferansa kendisinin aracılığıyla Başbakan Erdoğan ve Abdullah Gül'ün destek verdiğine yönelik sözleri dikkat çekti.
AKP iktidara geldiğinde Ermeni konusunun bir tabu olduğunu söylediğini belirten Esayan, Davutoğlu'nun şu sözlerine yer verdi:

"Biz bu tabuyu kırdık.
Pek bilinmez.
Hatırlarsınız, 2005 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nde Ermeni Konferansı düzenlenecekti.
Kemal Kerinçsiz ve grubunun sert tepkisi ve kışkırtmaları ile üniversite vazgeçti.
Hatta kendi içimizde bile bu konularda taşlar yerine daha oturmamış, olumsuz beyanatlar veren arkadaşlar olmuştu.
O dönemde ben Sayın Başbakan'ın başdanışmanıydım.
Kendisine giderek bu konferansın yapılmasının çok faydalı olacağından bahsettim.
Sayın Başbakan inisiyatif kullanarak 'Arkadaşlarla görüş' dedi.
Ben de Halil Berktay, Hakan Erdem, Murat Belge gibi isimlerle görüşerek Bilgi Üniversitesi'nde bu konferansın düzenlenmesi için destek oldum.
Sayın Abdullah Gül de destek verdi"

AB müzakere sürecinden hemen önce yapıldı

Hazırlık Komitesinde Davutoğlu'nun tabiriyle "Başbakan'n arkadaşları" Murat Belge, Halil Berktay, Selim Deringil, Edhem Eldem, Çağlar Keyder, Cemil Koçak, Nükhet Sirman, Akşin Somel'in bulunduğu konferans AB ile müzakerelerin başlayacağı tarih olan 3 Ekim'e birkaç gün kala yapılmıştı.
Konferansta "soykırım" tezlerini savunan görüşlerin dışında karşıt görüşlere yer verilmemesi konferansın "bilimsel" olduğu yönündeki açıklamaları çürüt-müştü.

Mahkeme durdurmuştu

2005'in Eylül ayında gerçekleştirilen, "İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları" başlıklı 3 günlük konferansın, Boğaziçi, İstanbul Bilgi ve Sabancı üniversitelerinin desteğiyle 23 Eylül'de Boğaziçi Üniversitesi'nde (BÜ) başlaması öngörülmüştü.

Ancak, İstanbul 4.İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma kararı vermesinden dolayı toplantı Bilgi Üniversitesi'nin Dolapdere Yerleşkesi'nde yapılmıştı.

Davutoğlu'nun sözlerine tarihçilerden sert tepki

ogrencilerin_beyinleri_ermeni_yalanlari_ile_yikaniyor_h92348Ahmet Davutoğlu'nun Erivan ziyareti öncesi sarf ettiği sözleri Aydınlık'a değerlendiren Yusuf Halaçoğlu, hükümetin sözde Ermeni soykırımını kabul edecek bir anlayışa sahip olduğunu söyledi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermenistan ziyareti öncesinde "Tehciri benimsemiyoruz, gayriinsani bir uygulama" sözleriyle bütün eleştirileri topladı.
Davutoğlu, Ermenistan'da yaptığı açıklamada da 2005'teki Ermenilere "soykırım yapıldığı" tezlerinin savunulduğu konferansın Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün desteğiyle gerçekleştiğini söyledi.
Tarihçiler, Davutoğlu'nun bu açıklamalarıyla Türkiye'nin uluslararası alanda çok zor durumda kalacağını vurguladı.
MHP Grup Başkanvekili ve eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu, AKP'nin kamuoyundan çekinmese Ermeni soykırımını kabul edeceğini kaydetti.
Ermeni soykırım iddiaları üzerine araştırmalarıyla bilinen Mehmet Perinçek ise "Türkiye'yi Ermenistan'ın karşısında geri adım attıracak söylemlerde bulunmaya başladılar.
Davutoğlu'nun söylediklerinin gerçekle de bir ilgisi yok"
dedi.

'AKP'yi bıraksanız sözde soykırımı tanır'

Davutoğlu'nun sözlerini Aydınlık'a değerlendiren Halaçoğlu,
"Hükümetin Ermeni açılımını, kapıların açılması gibi konuları gözönüne alacak olursanız Ahmet Davutoğlu'nun veya hükümetin bıraksanız sözde soykırımı kabul edecek bir anlayışa sahip olduklarını görürsünüz.
Ermenilere karşı tavizler vermeye hazır olduklarının göstergesi.
Ben Türk Tarih Kurumu'ndayken bu konuda çok ciddi çalışmalara imza atmıştık.
Benim görevden alınmamın temelinde de Ermeni açılımı var.
Hükümetin bu konuda ciddi bir şekilde gerçeklerle bağdaşır bir politika izlediğini zannetmiyorum.
Tamamen Amerika'nın isteği üzerine Ermenilerle yakınlaşmayı ve Ermenilerin Amerika tarafından çekme politikası izlediklerini düşünüyorum.
Onun için de Ermenilere her türlü tavizi vermeye hazır olduklarını düşünüyorum.
Kamuyoundan çekinmeseler bugün çok hızlı bir şekilde Ermeni soykırımını da kabul ederler.
Dikkat ederseniz Kıbrıs'ta yaptıkları da aynısıydı.
Referanduma götürdüler.
Türklerin 'Evet' demesine karşın Rumlar 'Hayır' demeseydi bugün Kıbrıs sorunumuz yoktu.
Kıbrıs zaten elimizde değil artık.
Hükümetin 2015'e (Ermeni soykırımı iddialarının 100.yılı) hazırlık yapıp yapmadıklarını göreceğiz.
Nasıl bir karşı politika izleyip izlemediklerini göreceğiz.
Söylediklerimin doğru olduğu zaten ortaya çıkacak"
dedi.

'Ermenistan'ı ABD'ye bağlama planı'

Mehmet Perinçek ise Davutoğlu'nun tutumunu ve Türk dış politikasını şu sözlerle değerlendirdi:
"Türkiye'nin şimdiye kadar kritik konularda kırmızı çizgileri vardı.
Ermeni meselesi, Kıbrıs meselesi gibi konularda hangi hükümet gelirse gelsin bu konularda çok farklı politikalar uygulanmazdı.
Fakat AKP hükümeti bu Türkiye'nin temel kırmızı çizgileri konusunda tamamen farklı bir çizgi izliyor.
Kıbrıs meselesinde, Türkiye'nin toprak bütünlüğü konusunda da, Ermeni meselesinde de bir çok ciddi farklı politikalar izlemeye başladı.
Türkiye'de bu milli menfaatlere aykırı oluyor.
Bunun temelinde yatan Amerika Birleşik Devletleri'nin Ermenistan'ı Türkiye üzerinden Rusya'dan koparıp Amerika'ya bağlama planıdır.
Bunu da Ermeni açılımıyla ortaya koydular.
Ermeni açılımı çok büyük bir fiyaskoyla sonuçlandı.
Fiyaskoyla sonuçlanmasında Türkiye'deki tepkiler çok ciddi rol oynamıştı.
Şimdi onu tekrar diriltmeye çalışıyorlar.
Türkiye'yi Ermenistan'ın karşısında iyice zor durumda bırakacak, geri adım attıracak söylemlerde bulunmaya başladılar.
Davutoğlu'nun söylediklerinin gerçekle de bir ilgisi yok"

NOT: Bunda şaşılılacak bir şey yok: AKP‘nin Kıbrıs ve Ermenistan politikası, Powell ve Gül’ün yaptığı gizli antlaşmanın maddeleri arasındadır, aynı Kürt politikasının olduğu gibi.


a45UyF587661-201307301451-05

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Yasam felsefemi sordular cevapladim .
.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home


Real Estate