(GugukluhayaT) 8-Prof.Dr.M.Kerem Doksat: ÇOK ACELELERİ VAR ÇOK…
Bölücüleri bir kenara bıraktım, ey mürteciler, ey AKP seçmenleri, ey cemaat müritleri, ey Amerikada yaşayan Türkçe konuşabilen Amerikalılar sizleredir sözüm,
Deniyor. Bu işte sizin hiç mi sorumluluğunuz yok? Bir özeleştiri yapsanız ne olur? Bakın vatan parçalanıyor, ülke bir Kürt-Türk içsavaşına doğru gidiyor. Sizin hiç mi fikriniz, hiç mi bilginiz, hiç mi sorumluluğunuz yoktur. Sinama seyreder gibi seyrediyor. Futbol takımı tutuyor gibi eğri büyrü işlerin arkasında duruyorsunuz.
Oraj POYRAZ
Prof.Dr.M.Kerem Doksat: ÇOK ACELELERİ VAR ÇOK…
14 Temmuz 2013
Yer: TBMM, Ankara
Torba yasanın görüşmeleri sırasında çok sayıda AKP’li milletvekilinin teravih namazı kılmak için Genel Kurul’u terk etmesi üzerine, çoğunluğu ele geçiren muhalefet, verdiği önergeyle tekliften bir maddeyi çıkardı.
Teklifinin görüşmelerinde CHP ve MHP’nin verdiği önergeler, AKP milletvekillerinin sayısının az olmasından dolayı muhalefetin oylarıyla kabul edildi. CHP ve MHP, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) daire başkanlarının atamalarında bakana yetki veren maddenin metinden çıkarılması yönünde bir önerge verdi.
Bu sırada AKP milletvekillerinin bir bölümünün teravih namazına gitmesi, bir bölümünün de kulis bahçesine çıkması sonucu, Genel Kurul’da muhalefet çoğunluğu oluştu. Böylece iki partinin de bu düzenlemenin yürürlükten kaldırılmasına yönelik önergesinin oylamasında, her zamankinden farklı bir sonuç çıktı. Maddenin metinden çıkarılmasını öngören önerge salondaki 28 AKP’liye karşılık, 38 muhalefet milletvekilinin oylarıyla kabul edildi ve Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı’nda, Başkan Yardımcıları, Birinci Hukuk Müşaviri, Bölge Müdürleri ile daire başkanlarının atamalarının bakan tarafından yapılacağına ilişkin hüküm, tekliften çıkarıldı.
Malûm, bu ikinci “yol kazası”.
***
Yer: Afyonkarahisar, Türkiye
Konuşan: Adının önünde akademik unvan bulunan bir uzman hekim, şöyle diyor: “Hastaya verilecek ilâçların helâl ya da haram olup olmadığının prospektüslere yazılış olması ve hastaların mutlaka bilgilendirilmesi gerekir”!
Hızını alamayarak sözlerini sürdürüyor: “Şifa verici Allah’tır. Bu nedenle harama yönelinmemelidir. Helâl kaynaklara ulaşmak için çaba harcanmalıdır! Kapsüllerin içindeki toz ya da ilâç haram kaynaktan olabilir. İlâç kapsülü jelatinden üretiliyor. Jelatinin kaynağı da domuz! Sığırdan ürettiğini söyleyenler var ama o sığırın da nasıl kesildiği bilinmiyor”.
Konuyla ilgili engin(!) din bilgisiyle bir bağnaz kişi ağzıyla konuşarak kafa karıştırmakta sakınca görmüyor!
Hastalarına kapsüllü ilâç yazmayarak onları haramdan korumakta olduğunu öğreniyoruz. Film tabletlerde de domuz ürünü bulunduğunu öğrendiğimize göre sakınmamız gereken bir ilâç grubu olduğunu da hıfzediyoruz. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile bu alanda devrim yapıldığını her fırsatta dile getiren Sağlık Bakanlığı aynı zamanda çalışanı olduğu anlaşılan bu hekimle ilgili soruşturma yapmayı düşünür mü, onu hiç bilemiyoruz! Ancak, bu hekimi çağa, akla ve bilime sığmayan söylemleri sebebiyle soruşturacak ve gereğini yapacak başka düzenekler olduğunun da tahmin edebiliyoruz!
Hekim sıfatının yanı sıra akademik unvan taşıyan kimselerin toplumu yanlış yönlendirecek, mevcut tedavilerini yarıda bırakmalarına yol açabilecek bilim dışı söylemlerden uzak durmaları gereğini, ilgililere ve yetkililere böyle durumlarda yapmaları gerekenleri hatırlatmanın bir vazife olduğunu tekrar görüyoruz.
Söyleyen: Vicdanı olan herkes!
***
Yer: Diyarbakır (niyet Amed), Şimdilik Türkiye
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan anayasa da anayasa deyip duruyor ve ortalığı germeye devam ediyor.
Türkiye’nin PKK-AKP işbirliği ile tırmandırılan gerginlikle niçin oyalandığı, Diyarbakır’da yapılan ve adına “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı” denilen toplantıda alınan kararlarla bir defa daha belgeleniyor. AKP toplama kalabalıklarla yaptığı mitingler ve Gezi Parkı gerginliği ile Türk milletinin dikkatlerini başka yere çekerken, işbirliği yaptığı güruh Türkiye’nin bölünmesine giden yolda yeni kararlar alıyor ve net taleplerde bulunuyorlar.
Diyarbakır’da yapılan ve Iran, Irak ve Suriye’den de temsilcilerin katıldığı toplantıdan sonra hazırlanan ve BDP’li Aysel Tuğluk tarafından okunan bildiride, İmralı’daki başkanlarının serbest bırakılması ve dört parçalı büyük Kürdistan için toplantılara devam edilmesi kararı çıkıyor. Açıklanan kararda, “Kürdistan halkları kendi tercihleriyle statülerini (özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sâhip olduğunu, Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sâdece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması konferansımızda ortaklaşılan (ne demekse) bir ilkedir. Konferansımız, Kürdistan’ın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülemeyeceğini karar altına almıştır” denilerek, asıl niyetin bölünme olduğu kesin olarak ifade edilirken, AKP tarafından Türk milletinin yıllardır nasıl kandırıldığı da bir defa daha belgeleniyor.
Sonuç bildirgesini okuyan DTK Eş Bakanı Aysel Tuğluk, 15-16 Haziran 2013 tarihinde değişik siyasi, etnik, inanç gruplarının temsilcileri olarak Diyarbakır’da gerçekleştirdikleri konferansı, tarihi önemde kararlar alarak başarıyla sonuçlandırdıklarını söyleyerek, AKP’nin “çözüm” dediği şeyin, ülkeyi nasıl çözüp, fiili olarak böldüğünü de ilân etmiş oluyor.
Aysel Tuğluk, bildiriyi okurken kin kusuyor. Türkiye’nin bölünmesi için alınan kararları okurken, yine tehditler savuruyor ve AKP hükûmetini verdiği sözleri yerine getirmeye çağırıyor.
Bildirinin sonraki maddelerinde 4 parçalı büyük Kürdistan’a atıf yapılarak, bu konuda yapılacak çalışmaların hızlandırılmasının karar altına alındığı belirtiliyor.
Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin 11 yıllık AKP iktidarıyla birlikte nereden nereye getirildiğini, fiili olarak bölündüğünü ve bunun resmi ve kalıcı hale getirilmesi aşamasına gelindiğini acı biçimde ortaya koyuyor. Bu kadarla da kalınmayacağı ve düne kadar her konuda AKP’ye yardım eden MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Türk milletine uyanık olması için verdiği nasihatler de bulmacadaki yerini buluyor.
***
Yer: İsviçre
Beşiktaş’tan bir yönetici yanında 14-15 yaşlarındaki kızına sağ kolunu sarmış, havalı cıvalı bir şekilde kameralara beyanda bulunuyor. Kız rahatsız, huzursuz, kameradan kaçıyor, babası çekiyor, kız kaçıyor…
***
Yer: Bütün Gazeteler ve Oralardaki Bâzı Köşe Yazarları
Sürekli olarak 6 sene okuduğum TED Ankara Koleji’nin logosunu köşelerine koyuyorlar. Hele artık kimsenin takmadığı ve okumadığı bazıları nerdeyse tam 90 dereceden köşeye yatıyor. Zülfüyar’dan zâten çoktan geçtik.
İstanbul’daki evime 15 dakika mesafedeki Sosyal Tesise üye olurken yaptığımız sohbette artık net olarak ifade ediliyor ki, bozkırdaki yeşil bir yuvanın Pennsylvania’dan icazetle yönetildiği iddiası varmış.
Dalıp gidiyorum.
Hazırlıktan sıra arkadaşım Murat Duygan, Çağla Çağlar, Nihâl…
0 Comments:
Post a Comment
Subscribe to Post Comments [Atom]
<< Home