(GugukluhayaT) 05-Bedri Baykam: Cinnet Geçirtilen Ülke
Bedri Baykam: Cinnet Geçirtilen Ülke
24 Eylül 2013
Tabii ki gündemin ilk maddesi Beşiktaş-Galatasaray maçında devreye sokulan akıl almaz senaryo ve bunun sonucunda yaşanan spor sahalarına yakışmayan sahneler…
Ama bunu ele alabilmek için önce genel duruma özetle de olsa "güncel" bir göz atmamız lazım:
Başbakan, seçmeli dersler konusunda "din dersinin tercih edilmesi" şeklindeki gerekli(!) uyarıyı yaptı!
Yani laik Türkiye Cumhuriyetimizin laiklik yemini etmiş Parlamenteri olarak gerçekleştirdi bunu!
Ama şöyle bir avantajı vardı: Nasıl olsa tüm savcılar İstanbul’da, Beşiktaş-Galatasaray maçında görevlendirilmişlerdi, meşguldüler!
Bediüzzaman Said-i Nursi adına yapılan "Nübüvvet" başlıklı 10.yıl sempozyumunda, diğer hükümet üyeleri de Başbakan’ın talimatına paralel olarak bu "kişiliği", "demokrasinin büyük savunucusu" gibi sunarak günün ve dönemin akışına güncel katkıda bulundular.
Bunlar yaşanırken, Kadıköy’deki İskele Polis Merkezi’nde iki çapulcu kadınımız, cinsel ihtiyaçlarını dönemin ruhunda tatmin edememiş polisler tarafından çırılçıplak soyulup eğilip kalkma hareketlerine zorlandılar.
Kadınları aşağılamayı dini-felsefi bir bulamaç yaparak devlet televizyonundan propagandası sürdürtülen Ömer Tuğrul İnançer, bu sefer de yeni provokasyonlara girişti ve "Ben karımla eşit değilim, eş yoktur, çalışan kadın ‘ben kocama muhtaç değilim’ diyerek yuva dağıtıyor" sözlerini ortalığa bırakıverdi!
Suriye’de ve Ortadoğu’da AKP Hükümeti’nin desteklediği şeriatçı gruplar, yakaladıkları "karşıt"larının kafalarını Kubilay’ı katleden yobazlar gibi kör testereyle kesiyorlar.
Daha evvelsi gün Kenya, Nairobi’de -birkaç yıl önce benim de gittiğim- bir AVM’de "Peygamberin annesinin adını bilmeyenler" El Kaide militanlarınca kurşuna dizildi.
Bunun bizim hükümetimiz açısından bir sorun olduğunu sanmıyorum, çünkü onların bu vahşi olayları "kınamak" gibi bile bir alışkanlıkları yok.
Hatırlarsanız, Türk Ordusu’nun kuvvet komutanları ile beraber Milli Güvenlik Kurulu’nda "İrtica"yı "tanımlanması mümkün değil" diyerek birkaç yıl önce tehdit olmaktan çıkarmışlardı.
Dolmabahçe’de, hükümetin tüm dayatmalarına karşın, helal süt emmiş din adamları olarak yalan söylemeyi reddeden ve "Biz içeri girenlerin içki içtiğini görmedik" diyen imam Halil Necipoğlu ve müezzin Fuat Yıldırım, tabii ki "ödül" olarak sürüldüler!
Cumhuriyet’in dünkü manşeti, son 11 yılda 1989 kişinin cezaevlerinde yaşamını yitirdiğini hatırlatıyordu.
Gazetecilerini, yazarlarını ve komutanlarını hapse atmakla dünya rekorunu elinde bulunduran ülkemizdeki rakamlar bunlar…
Tabii ki bu saydıklarım, yanlız son 48 saatten bilgisayarımıza düşen notlar.
Son 11 yılda biriken notların tamamını "Ansiklopedi" olarak hazırlayan birileri umuyorum vardır!
Bildiğiniz gibi, ülkemizde bu izdüşümlerini hatırlattığımız operasyonun adı "Yeni Türkiye"!
Tüm yandaş yazarcıkların ağızlarından ve kalemlerinden eksilmiyor bu deyim.
Kafanız karışmasın, ne kadar eskiye doğru uzanırsanız, "Yeni Türkiye"ye ulaşmış oluyorsunuz.
Nasıl olsa karışan görüşen yok, bekçi yok, hukuk yok, serbest bir alan, içinden nasıl geliyorsa öylece değiştir!
Bu işlemin gerçek dengi ise bence "Damardan verilen az dozda sakinleştirici dizi sayesinde tepkileri dizginlenerek ameliyatla rızası alınmadan hastanın cinsiyet değiştirme operasyonuna sokulması"!
İşte evvelsi gün Beşiktaş, daha önce de Fenerbahçe’ye hazırlanan heyecanlı müsamerelerin kökeninde de bunlardan başka bir şey yok!
Yeni Türkiye(!) dizayn edilirken oluşan küçük aksaklıklara anında yerinde müdahale…
Yıllardır futbolun göbeğinde yaşıyoruz.
Üstelik Beşiktaş ilçesinde yaşıyorum"1453 Kartalları" isimli bir oluşumu, pazar gününe kadar duymamıştık.
Bir kere bu beyefendileri, stadın kapılarını açıp kim almış içeriye?
Onların tekbir getirerek ve -herhalde- Olimpiyat Stadı’nı İstanbul surları zannedip fethetmek üzere sahaya dalışları, maçta bulunan on binler arasından onca kişi tarafından medyaya aktarıldı.
Düşünüp duruyorum, "Çarşı" grubu, deneyimli, "zeki, çevik, kuvvetli" bir oluşum.
Bugünün siyasi konjonktüründe tribünleri terk edip, maçın akışını durdururlarsa, başlarına neler geleceğini bilmiyorlar mı?
Kimlerin pusuya yatmış olduğu zaten ayan beyan açıklanmadı mı?
Bence onların sahaya dalmış olabileceği, gerçek ötesi bir iddia gibi duruyor!
Dolayısıyla Beşiktaş’ın Gezi adrenalini ile beraber yeni hocasıyla yaşadığı çıkışı durdurmak için daha iyi bir senaryo tezgâhlayamazdı birileri!
Yazık ettiler Kartal’a!
İzleyelim yakından, kokusu çıkar ayan beyan!
a45UyF587661-201307301451-05
ANNABEL LEE
. . . . . .
Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ulkesinde
Yasayan bir kiz vardi bileceksiniz
Ismi; Annabel Lee
Hicbir sey dusunmezdi sevilmekten
Sevmekten baska beni
O cocuk ben cocuk, memleketimiz
O deniz ulkesiydi
Sevdali degil karasevdaliydik
Ben ve Annabel Lee
Goklerde ucan melekler
Kiskanirlardi bizi
Bir gun iste bu yuzden goze geldi
O deniz ulkesinde
Usudu bir ruzgarindan bulutun
Guzelim Annabel Lee
Goturduler el ustunde
Koyup gittiler beni
Mezari oradadir simdi
O deniz ulkesinde
Biz daha bahtiyardik meleklerden
Onlar kiskanirdi bizi
Evet! Bu yuzden Sahidimdir herkes ve deniz ulkesi
Bir gece ruzgarindan bulutun
Usudu gitti Annabel Lee
Sevdadan yana kim olursa olsun
Yasca basca ileri
Gecemezlerdi bizi
Ne yedi kat goklerdeki melekler
Ne deniz dibi cinleri
Hic biri ayiramaz beni senden
Guzelim Annabel Lee
Ay gelir isir, hayalin erisir
Guzelim Annabel Lee
Orda gecelerim uzanir beklerim
Sevgilim sevgilim hayatim gelinim
O azgin sahildeki
Yattigin yerde seni...
Edgar Allan Poe
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
0 Comments:
Post a Comment
Subscribe to Post Comments [Atom]
<< Home