(GugukluhayaT) 05-Teslim TÖRE - Suriye, Irak olmaz!
Cuma, 27 Eylül 2013 21:34
Teslim TÖRE - Suriye, Irak olmaz!
Özgür Gündem : 27.09.2013 04:01
Meta ihracı yolu ile yaratmış oldukları kolonilerle dünyaya şekil vermekle yetinmediler; iki dünya savaşı çıkartarak, dünyayı diledikleri kalıba sokmaya çalıştılar.
Bu konuda en çok da Ortadoğu’da başarılı oldular.
I.
Cihan Savaşı’ndan sonra, bölgemizde cetvelle devlet ve ulus sınırları çizdiler.
O nedenle de I.
Cihan Savaşı bitti ama bölgemiz Ortadoğu’da ulusal ve ulusal sınırlar savaşı bitmedi.
En çok da Kürtler bu savaşları sürdürdüler.
Çünkü Ortadoğu’nun devlet ve ulusal sınırları Kürt topraklarının üzerine konmuştu.
Doğal olarak da Kürtler hem uluslaşma süreçlerini hem de ulus devlet ve ulusal sınırlara sahip olma mücadelesini birlikte yürüttüler.
Kürtlerin bir asra yakın vermiş oldukları mücadele, İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin belirlemiş olduğu bölge sınırlarının ABD emperyalizminin kendi çıkarları için bölgenin sınırlarını yeniden belirlemeye kalkması ile nitel bir boyut kazanmıştır.
Amerikan emperyalizminin Irak’ı işgali sonrasında hala da ismi yasal ve teorik olarak "federasyon" olsa bile Güney Kürdistan’da fiili olarak bir Kürt devleti teşekkül etmiştir.
Ancak henüz "demokratik modernizm" ve/ya "demokratik uluslaşma" açısından gereken boyuta ulaşamamıştır.
"Demokratik uluslaşma" boyutuna ulaşabilmesi için Özgürlük Hareketi’nin ve Rojava’da yaratılmış olan toplumsal ekonomi politika temelindeki yapılanmaya denk bir düzlem tutturması gerekir.
Gerekir çünkü Kürtlerin "demokratik uluslaşmasının" teorik, ekonomi- politik ve de Rojava’da hayata uyarlanmış yapı ile Özgürlük Hareketi ifade etmiştir.
APO’nun yazıp çizdiklerinden, Özgürlük Hareketi’nin ideolojik, politik, stratejik yaklaşımından dolayı herkesin bildiği gibi, Kürt halkının mihenk taşlılığı "modernitenin" şekillendirdiği bir "ulus" mihenk taşlılığı değil, halkların kardeşliğine dayalı bir mihenk taşlılığıdır.
Bu yapısal niteliğinden dolayı, Özgürlük Hareketi’nin varlığı özel olarak Suriye için de büyük önem taşımaktadır.
Bölgenin bu önemli dinamizminden dolayı Suriye ikinci bir Irak ya da eski Lübnan olamayacaktır.
Suriye’de ne eski Lübnan gibi denetimsiz bir terör ortamı öyle uzun bir süre devam edebilecektir, ne de Irak’ta olduğu gibi, Irak’ın bir kesiminde El Kaide örgütünün egemenlik kurarak, bir terör ortamının uzun süre devem etmesi ve Irak’ın fiilen üçe bölünmesi gibi bir ortam oluşacaktır.
Bunun bir nedeni yukarıda belirtmeye çalıştığım Özgürlük Hareketi’dir.
İkinci nedeni Suriye yönetiminin, karşı güçler tarafından yıkılamamış olmasıdır.
Üçüncü nedeni ise mevcut dünya konjonktürünün tek kutuplu değil çok kutuplu olmasıdır.
Bu nedenle küresel alanda tek bir aktör yoktur.
Birçok aktör var.
Bu küresel aktörlerden biri artık Rusya’dır.
Kuşkusuz İran da çok önemli bir destek güçtür.
Ama Rusya olmasaydı, emperyalizm ve Siyonizm önce Suriye, sonra da İran’ı vurmaya kararlıydı.
Rusya hem BM’de hem de askeri güç alanın da önemli bir fren işlevi gördü.
Çıkarı gereği duruşundan en ufak bir taviz vermedi.
Bu bölgesel ve küresel güçlerin varlığından dolayı, El Kaide Suriye’ye yerleşemeyecektir.
Ne emperyalistler ne de bölgenin ve Suriye’nin önemli bir dinamizmi olan Rojava Devrimi, El Kaide’nin Suriye’ye konumlanmasına izin vermeyecektir.
Zaten Rojava devrimi, El Kaide’nin bir kolu olan El Nusra’nın sadece Kürdistan’a değil, Kürdistan’a yakın alanlara yerleşmesine de olanak tanımadı.
El Nusra’ya üstünlük sağladı.
Sağlanmış olan bu üstünlüğün, Suriye’nin bütün alanlarına yayılacağına kuşku yoktur.
Bu arada, ABD ve AB de El Kaidecilerin NATO ülkesi Türkiye’ye komşu olmasını istemez.
Bütün bu nedenler ve Rusya’nın son yapmış olduğu manevra ile Suriye’deki iç savaş belli ölçüde denetimli bir konuma sokulmuştur.
Bundan böyle hiçbir şey, her hangi bir gücün tarz ve davranışı ile oldu bittiye getirilemeyecektir.
Şu an itibarı ile Suriye’de denetimli bir süreç yaşanacaktır.
Suriye’nin kimyasal silahları teslim etmesi, bu sürecin küresel güçler tarafından kontrol altına alınması, dolayısı ile küresel güçlerin alana inmesi de söz konusu olacaktır.
Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, "Kimyasal silahların devredilmesi, BM uzmanlarının güvenliğini sağlanması için gerekirse Suriye’ye Rus askerlerini de gönderebiliriz" dedi.
Böylesine denetimli bir ortamda, mutlaka diyalog ve diplomasi kanalları sonuna kadar açılacak ve tarafları özellikle de küresel tarafları tatmin edebilecek bir çözüm üretilecektir.
Söz konusu süreçte Erdoğan hükümeti, Katar ve Suudi Arabistan gibi ucube devletlerin dışarıdan getirerek Suriye’ye konuşlandırdıkları El Nusra gibi ucube unsurlar -bir pislik gibi- Suriye’nin bünyesinden temizlenecektir.
Dolayısı ile Erdoğan ve hükümetinin Suriye’nin yeniden yapılanmasında hiçbir rolü olmayacak ve Erdoğan’ın dış politikası tümü ile iflas edecektir.
Aslında Erdoğan’ın dış politikası çoktan beri iflas etmiştir.
Türkiye’de bir muhalefetin olmaması nedeni ile Erdoğan da hükümeti de ayakta durabilmiştir.
Burada temel sorun, Türkiye ve Kürdistan’ın bütün devrimci, demokrasi, ilerici güçlerinin birleşik güçlü bir alternatif ve muhalefet gücü yaratamamış olmalarıdır.
Böyle bir muhalefet gücü ve alternatif yaratılamadığı sürece Erdoğan Hükümeti sallanır ama yıkılmaz.
a45UyF587661-201307301451-05
Ben sporcunun cevik ve namuslusunu severim.
Spor, ahlaktir.
Turk gencligi, saglikli yetisip spor yaparsa ulusumuzun gelecegi guvence altindadir.
Sporda basarili olmak icin butun milletce sporun niteligi ve degeri anlasilmis olmak ve ona kalpten sevgiyle baglanmak ve onu vatani gorev saymak gerekir.
Ben Turk gencliginin spor yaparak guclu olmasini isterim.
K.Ataturk
| Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
posted by twitter @ 5:24 AM
0 Comments
0 Comments:
Post a Comment
Subscribe to Post Comments [Atom]
<< Home